ölmüş bir adamın adını taşıyan bir parkta; bir gece
yürüyüşünde çevrildiniz; ayrıntılarınızla ilgilenen
bir bekçi düdüğüyle duyarlı sırtınızı soğurdular;
sizi de paylaştıracağız dediler ve sordular:
geceyi nasıl bilirdiniz?
size KAMELYALI KADIN veya MONA LİSA bir gece ifade eder; küçük
dostunuzun sırtı bol düğmeli gece elbisesi gibi; sinerek
iliklediğiniz; artık fahiş hata yapmayacaksınız
bir daha;
dullar tarafından da azarlanmayacaksınız;
gece ve siz vardınız; bir de altıgen kaldırım taşlarının
çizgilerine basmadan yürüyen ayaklarınız ve ağrıyan
kasıklarınız; yalnız siz bir çift laf etmek için
ihtiyar kızları seçerdiniz; elleri çocuk kanıyla
ıslak sayın bay:
geceyi nasıl bilirdiniz?
Ahmethan YılmazKayıt Tarihi : 28.5.2003 19:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Üç şiir, üçü de birbirinden harikulâde. İmgesel sistematiği çıldırtıyor Ahmethan. Sözcüklerin birbirini itelemesinden oluşturduğu gerilim, şiir(ler)in psikolojisini çatlatıp patlatıyor. Şiirleri okurken, Nuh Tufanı'na kapılmışım gibi hissettim kendimi.
Tahayyülü böylesine bereketli bir şairin adının, müseccel ve sicilli şiir baronları tarafından bilinmemesiyse, bizim şiirsel tarihimizin garabetlerindendir ki, bunun ayıbı hepimize yeter.
Ahmethan Yılmaz'la ısrarla tanışmak istiyorum.
-Bünyamin Durali,
[email protected]
TÜM YORUMLAR (1)