benim adım bağlama;
divan’ dan cura’ ya teli burulup, göğsü vurulan
sesi perde perde yayılan dünyaya
gövdesi en çok yaralanan, en çok suçlanan tezenesi
sapı en çok kırılan ve en çok yakılan bağrı
anadolu’ nun kabuğuna sığmayan meyvesi;
boyun eğmeyen zulme, baş kaldıran zorbalığa
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
'ENSTRÜMAN' sözünü hiç bir zaman reva görmedim her hangi bir müzik aleti için. Belki profesyoneller onlar sayesinde para kazandıkları için diyebilirler ama ben şimdiye yıllardır neyimi üflerken yada teline mızrap dkundururken bağlamamın bir müzik aleti olarak düşünmedim hiç. Kimi zaman yârenim oldular kimi zaman sırdaşım. Kimi zaman mezarı oldular dertlerimin acılarımın. Onlara gömdüm içimde ki her şeyi. Sırdaşım oldular yüreğimin en derinlerinde ki duygularımı çekinmeden söylediğim. Hiç bir ilacın derman olamadığı dertlerime merhem oldular. Her şey oldular da vefasız olmadılar hiç. Hayırsız olmadılar.
Aşık veysel onun için işte ;
Ben giderim sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikar etme
Lâl olsun dillerin söyleme yada
Garip bülbül gibi ah ü zar etme
diyor. Biliyor ki kendisi bırakıp gidecek bir gün ama sazı onu asla terk etmeyecek. Bütün derdini, bütün 'giz' lerini döktüğü sazı kalacak kendisinden sonra da. Ve kim bilir kimlere daha dost olacak. Ondan işte sana söylediklerimi benden sonra kimseye söyleme diye adeta vasiyet ediyor sazına. Çünkü o saz Veyselin görmeyen güzüdür. Konuşamadıklarını söyleyen dilidir. Elidir, koludur, kalbidir onun. Her şeyidir.
Gizli dertlerimi sana anlattım
Çalıştım sesimi sesine kattım
Bebe gibi kollarımda yaylattım
Hayali hatır et beni unutma
Veysel’de sadece bir müzik aleti olmadığını anlamıştır ki sazın onu bebeği gibi kollarında yatırdığını sesini sesine verdiğini yada sesinden ses aldığını söylemektedir. Ne çok anıları paylaşmışlardır birbirleri ile, ne çok şeyi bölüşmüşlerdir ki hayali hatırla benden sonra, beni unutma diye istekte bulunmaktadır dert ortağından.
Ve daha neler söylemektedir o yârenlik, o dostluk, o sırdaşlık, o yoldaşlık adına.
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Hangi kuştan aldın sen bu avazı
Söyle doğrusunu gel inkar etme
Benim her derdime ortak sen oldun
Ağlarsam ağladın gülersem güldün
Sazım bu sesleri turnadan m'aldın
Pençe vurup sarı teli sızlatma
Ay geçer yıl geçer uzarsa ara
Giyin kara libas yaslan duvara
Yanından göğsünden açılır yara
Yâr gelmezse yaraların elletme
Sen petek misali Veysel de arı
İnleşir beraber yapardık balı
Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı
Ben babamı sen ustanı unutma
Nazlıhan Hasköylü veyselin gönlünü gönlüne katıp, onun düşünceleriyle yazmış bu şiiri. Aşığın sadece sazda bulduğu yakınlığı şaire bütüne şamil etmiş. Ne güzel etmiş.
Şiirsel güzelliği tabi ki takdire şayan. Ve bir o kadar da o sessiz ve suskun hazinelere yaklaşımı her türlü kutlamaları hak eder biçimde.
Yüreğine kalemine sağlık.
Türkü sever bir yürek ve ardına dizilmiş saz heyeti ile çok güzel bir şiirsel şölen görüntüsü sunuyorlar...
Kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta