ormanı seviyorum
denize giden ormanı
aşı boyası geyikler çiziyorum
içine kumrular serpiyorum
hepsi tek yürek eder sanıyorum
öncüyüm kendime işaret bırakıyorum
alıkoymak isteyen her ağaçta
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
İlginç bir duygu durumu yarattı bende bu şiir. sonra Sevgili Sinyali'nin yazdıklarını okudum. benzer şeyleri hissetmişiz gibi algıladım. Cümlelerimiz aynı olmasa da, içimden geçen çok benzer oldu. ( ki cümlelerin aynı olması da çok büyük bir tesadüf olurdu.)
Ama 'derin düşüncenin yarattığı yorgunluğu giyindim ben de şiirle birlikte' , desem ne kadar anlatır içimi?
Hayli çıtası yüksek bir yerden dile dökülürken yaşanılanlar. Ve her iyi anlatılmış hikayede biraz da bizim hikayemiz saklıyken. ( 'Her şiirin içinde saklı hikayeden bahsediyorum bu örnekte elbette .Yoksa şiire öykü demiyorum ' açıklamasını okuyucularda yanlış bir anlaşılmaya mahal vermemek adına yapıyorum ek olarak.)
Final, sanırım bu etkiyi yaratan en güçlü bölüm. Ama gücünü bizi şiir başlangıcından bu yana olan bölümlerle hazırladığı için güçlü, öte yandan.
(Biçimsel anlamda neden son bölümün ortasından ayrıldığını anlayamadım sadece.)
Sevgimle
Aynur Özbek Uluç
Antolojide okuduğum şiirlerde bir şey farkettim ama bir türlü nasıl kırıp dökmeden ifade ederim diye düşünmekteyim.
Antoloji gerçekten bir labaratuar.
Bir yandan şiirin orta asya dönemi yaşanırken öbür yandan merihli şiirlerle karşı karşıya kalabiliyorsunuz.
Yani dinlediği şarkı, aranjman, türkülerle gaza gelip yazanlar bir yandan belli bilim kiliselerinin (veya medreselerinin) tedrisinden geçmiş elit bir grubun yazdıkları öbür yanda.
Klasik biçimleri sorgulamadan veya gaza gelip yazanlar genelde akli çıkışlar peşindeyken ,akıl disiplinleri içinden gelenlerin şiirlerinde akıllı olmaktan yorgunluk seziyorum.
Asım bezirci bir zamanlar şöyle demişti.İkinci yeni şiire getirdiği eleştiri sonrasında.
(ikinci yeni çoğunlukla sorumsuz ve kaçak bir şiirdir.İnsanımıza ve onun gerçeklerine sırt çevirmiş,özü hor görmüş, karıştırmalara, değiştirmelere, biçim oyunlarına yer vermiştir.
sonuçta şiir hayattan,kütleden,tarihten,düşünceden kopmuş,soyutlaşarak bir çeşit ''biçim otuzbiri'' durumuna varmıştır.)
Oysa bilinen bir gerçek vardı ki ikinci yeni şiiri başlatanlar toplumcu kuşak şairleri idi ve bir kaçı istisna büyük oranda da toplumcu şairler tarafından benimsendi.
Peki asım bezirci acaba seksen sonrası şiir için ne derdi.
Bunu geçtim.
Ben 80 sonrası için ne diyorum.
Bunu da geçtim.
Aslında şiirin, musikinin, resmin toplumsal ilinçaltından ayrıksı olduğu söylenemez.
Hatırladığım kadarıyla imge yayınları bir zamanlar batı dünyasında müzik akımları ile o döneme ait sosyolojik yapı arasındaki ilişkileri inceleyen bir dizi kitap yayınlamıştı.
Ben şimdi bunları bu şiirin altına neden yazdım ki?
elimde ne yapacağımı bilemediğim bir yazıyla
kalakaldım mı bu şiirin altında
diyemez mi insan
diyebilir her yaşta
:)
Ama söz ...Bu şiirin altına özellikle bu şiirle ilgili düşüncelerimi tozutmadan yazacağım kafamı topladığımda.
Şimdiden gösterileceğinden emin olduğum anlayış için şaire teşekkür ediyorum
Saygılarımla
Bu şiire ne diyeceğimi şaşırdım
diyemez mi insan
diyebilir Hasan.
Aşka her 'şey' mekandır.
Saygılar.
elimde ne yapacağımı bilemediğim bir aşkla
kalakaldım mı ay ışığında
diyemez mi insan
diyebilir her yaşta
çok güzel bir şiir okudum teşekkür ederim Nilgün hanım
Tebrikler,çok güzel bir şiir olmuş ben şiirim diyor.Saygıyla... Mehmet Özsan
elimde ne yapacağımı bilemediğim bir aşkla
kalakaldım mı ay ışığında
diyemez mi insan
diyebilir her yaşta.... yazın siz hep şiir yazın... elinizde kalanları anlatın... aşkı anlatın... su tadında... sevgi ve tebriklerimle....
Bu şiir ile ilgili 36 tane yorum bulunmakta