DİYARBAKIR ŞİİRLERİ

DİYARBAKIR ŞİİRLERİ

Ahmet Kaya

Diyarbakır etrafında tanklar var, tanklar var
Kuşatmışlar dört bir yandan kenti ordular
Kalkacak nerdeyse ayağa surlar, surlar
İstemezler gün görmeden ölesen aman.

Namluları göğsümüze dayandı, dayandı
Gece bastı gene zulum dadandı vay vay
..

Devamını Oku
İzzettin Coşkun

Oysa hiçbir ateist,
Hiçbir burjuva
ölüme bir kılıf uyduramıyor
Ben sana böylesine ölürken
Ben sana ölesiye düşkünken.


..

Devamını Oku
Deniz Ekrem

Bronz tenin yangın bir gülümsemeydi,
Karanfil yüklü bir gögsün vardı üstelik,
Ve yıkanınca gümüş bir parıltıydı saçların,
Şafakları kızıl ufuklar gibi asıldığım gözlerin...
Nerde?

10.10.2006/İstanbul
..

Devamını Oku
Meral Bozokalfa

Tanrısını TerkeTmiş
İsmini BiLe HatırLamadığım BiR Ben...
Yok Artık! ! !
***
Hiç BiLinmeyen Bir YeRin UğulTuLu Türküsü Artık SancıLarım …
İsyan BayrakLarım YakıLmış,
Aşkım GömüLmüş …
..

Devamını Oku
Meral Bozokalfa

Gel! ! !
Tut Yüreğimi
Öldüm öleceğim...
_____________

Uçurumların ucundayım! ! !
Tutuver ellerimden
..

Devamını Oku
Mehmet Çobanoğlu

Dün gece yine yandı yüreğim
Dünyam yıkıldı can canlarım
Çığlık çığlığa nice o bedenler
Televizyonlarda gördüm ben

Sokaklar dolu,cıvıl cıvıl sesler
Serpen kar,kanat çırpan kuşlar
..

Devamını Oku
Sinan Bayram

Bir kalbin içinde sürgün bir çarpıntıyım
Özlemin var ama sen yoksun
Diyarbakırın not defterini artık ben tutuyorum
Birbirimizin halinden anlıyoruz herhalde
Diyarbakır yorgun ben de vurgunum
Kalbimin çarpıntısıyla sürgün oluyorum
Öyle düşlerin var ki ben de hiç sorma
..

Devamını Oku
Gökmen Yılmaz Erdem

hayalin gözlerimden durmadıkça
genç yaşta karlar yağar saçlarıma
beyazlar içinde bir gerçek,
sevgi bende var oldukça
yokluğun seni arattı
içimde yaşattığım her nefes alışımda.

..

Devamını Oku
Mehmet Salih Seyhan

Batman ilinde bulunan tarihi yapılar ve bu yapıtların ait olduğu medeniyetlerin tarihi NEOLİTİK çağ öncesine dayanmaktadır. M.Ö. 70006300 yıllarına ilişkin elde edilen buluntular doğrultusunda Anadolunun en eski yerleşim yeri olarak Konyanın Güneydoğusundaki ÇATALHÖYÜK kabul edilmekte idi. Bölgede 1963 yılından beri Prof. Dr. Halet ÇAMBEL ile Prof. Dr. Robert J. Braid Wood yönetiminde İstanbul Üniversitesi Prehistorya Kürsüsü ile Chicago Üniversitesi Doğu Bilimleri Enstitüsü tarafından ortaklaşa yürütülen 8220; Güneydoğu Anadolu Tarih Öncesi Araştırmaları Karma Projesi çalışmaların yanı sıra Batman Çayının batısında bulunan Demirköy höyüğünde Amerika Deleware Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Michael Meir Rosenberg ile Diyarbakır Müzesi Müdürlüğü işbirliği sonucu 1990 yılından beri sürdürülmekte olan kazılarda bölge tarihini aydınlatıcı çeşitli buluntular elde edilmiş, buranın çok eski ve önemli bir yerleşim alanı olduğu saptanmıştır. Aynı ekip İlimiz Kozluk ilçesi Kaletepe köyü sınırları içerisinde kalan ve Batman Çayı kenarında bulunan Hallan Çemi höyüğünde yapılan kazı çalışmalarında elde edilen buluntular (M.Ö. 10.60010.000) yıllarına ait kadın süs eşyaları, taştan yapılmış hayvan figürlü heykel ve taş silahların incelenmesi sonucunda bu yörenin yaklaşık 12.000 yıl öncesi bir yerleşim alanı olduğu ortaya çıkmıştır. NEOLOTİK çağda Hallan Çemi tepesi ile Çayönü yerleşmeleri arasında yer alan bölgenin kronolojik boşluğu dolduran bir öneme sahip olduğu kabul edilmektedir. Anadolunun en eski yerleşim yeri olarak ÇATALHÖYÜK kabul edilse de Çayönü ve Hallan Çemi höyüğündeki buluntular ile en eski yerleşim biriminin BatmanKozluk sınırları kapsamında yer aldığı teyit edilmiştir. Batman ilinin yer aldığı bölge çok gelişmiş bir kültürün varlığını ortaya koyması açısından önem taşımaktadır.

M.Ö. 3 Bin yıllarında, bugün Mezopotamya denilen DicleFırat nehirleri arasında yer alan bölgeye SUBARU denildiği, Sümer ve Akadlardan kalma belgelerden anlaşılmaktadır. Yukarı Dicle bölgesinin ilk uygar halkı SUBARUlardan sayılan HURRİLER dir. Hurri Babil dilinde mağara demektir. Hurriler kendi aralarında Hurri ve Mitani olmak üzere iki ayrı konfederasyona ayrılır. Zamanla Mitani Krallığı güçlenmiş, Hurri Krallığı ise zayıflayarak tarihten silinmiştir. Mitanilerden sonra bölgeye Asurlular ve Urartular egemen olmuşlardır. Asur lideri 3. Tiglattpileser, M.Ö.da doğuya yönelerek SASUN (SASON) mıntıkasındaki ULLUBA ülkesini hükmü altına aldı. Urartulardan sonra bölge sırasıyla; İskitlerin, Medlerin, Perslerin, Selevosların, Partların, Romalıların, Bizansın egemenliği altında kalmıştır. (M.Ö. 653 8211; M.S. 639)

İran ve Bizansın uzun süren egemenlik kurma savaşlarına tanıklık eden bölge, Hz. Ömerin Kuzey Mezopotamyayı fethiyle İslam ordusu egemenliğine girmiştir. Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinde de İslam ordusu egemenliğinde bulunan bölge daha sonra sırasıyla Emevilerin (551750) , Abbasilerin (750869) , Hamdanilerin ve 984 yılında Mervanilerin yönetimi altında bulundu. 1085 yılına kadar Mervanilerin hüküm sürdüğü bölge, 1071 yılında Malazgirti ele geçiren Selçuklular tarafından, 1085 yılında Amid kuşatma altına alınarak, Silvan zapt edildi. 1183 yılına kadar Selçukluların yönetiminde bulunan bölge aynı tarihte Selahattin Eyyubinin seferleriyle yönetim Eyyubilere bağlı Hasankeyf Emiri Artuklu Nurettin Mehmete verilir. Bu tarihten itibaren başlayan Artuklu oğulları dönemi Anadolu Selçukluların 1240 yılında bölgeye egemen oluşuyla son bulur. 62 yıllık Selçuklu Hanedanlığının ardından 1304 yılında başlayan ve 92 yıl süren Mardin Artukluları dönem ise, Timurun bölgeye hakim olması ve Diyarbakır yöresini Akkoyunlu Kara Yölük Osman Beye bırakmasıyla sona erer. 1527 yılında Vilayeti Kürdistan (Cizre, Bitlis, HASANKEYF, Siverek, Çemişgezek, İmadiye, SASON, Palu, Çapakçur, Eğil) altında toplanan ve yurtluk, ocaklık, hükümet adlarıyla anılan bu yerler, (15781588) idari düzenlemesinde Diyarbakır Beylerbeyliğine bağlı görünmektedir.

Batmanın tarihi hakkında en eski bilgiler halk hikayeleri, mitler ve heredot tarihinde verilmektedir. Ortak verilere göre MED Kralı Abtyagestinin torunu Kyros karşıtı Erpagazso M.Ö. 550 yılında yenilince MED asilzadeleri arasındaki utancından dolayı MEDlerin yaşadığı Media bölgesinin kuzey batı ucundaki topraklarına çekilmek zorunda kalmış. Başka bir görüşe göre de Kyros Pers egemenliği altında kalmamak için bu bölgeye yerleşmiştir. Karaçalı, sazlık ve bataklıktan oluşan bu bölgenin ortasında yapay bir adacık oluşturup, adına han obası anlamında olan ELEKHAN denilmiştir. (M.Ö. 546) ELEKHAN 194 yıl bağımsız ve mutlu bir dönem geçirerek 352 yılında Büyük İskenderin istilasına uğramıştır. Daha sonra Lesepkoslar, Partlar, Romalılar, Sasani ve Bizansın hakimiyetine girmiştir. Artuklular, Moğollar, İlhanlılar, Celaliler, Karakoyunlu (Pezreşe) Akkoyunlular ve 1500 yılında Sevafilerin eline geçmiştir.
..

Devamını Oku
Oktay Çöteli

HARPUT TARİHİ

Harput, Elazığ ilinin eski yerleşim bölgesıdir.
Tarih kaynakları Türklerin Anadolu ya MÖ. 2000 yıllarından
itibaren geldiklerini yazar. Fahrettin M. KIRZIOGLU, bazı oğuz
boylarının M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda Doğu Anadoluya hakim
olduklannı ve Haıputta bir beylik kurduklarını Dede korkut
..

Devamını Oku
Sinan Bayram

Ben bugün anladım ki
Ben sana vurgunum
Nerden anladım onu mu soracaksın
Çünkü hep umutlarım giderdi benden
Senden önceleri
Çünkü hep düşlerim biterdi
Senden önceleri
..

Devamını Oku
Sinan Bayram

Zarif bir kadın gibidir güzel istanbul
Mabedi derya afeti devran kendisi
Yiğit bir adam gibidir güzel diyarbakır
Sevdasına sadık rengi surlar karası
İstanbul narin kırılgan bir kadın gibi
Yiğit bir sevdadan olma kırılganlık bu
Diyarbakır İstanbul arasında derin bir bağ var
..

Devamını Oku
Sinan Bayram

Sen şimdi bana öyle bakıyorsun
Ben anca hürriyetime kavuşmuşum
Sen kalkıp bu rahatlığıma şaşırıyorsun
Vurulmaktan hiç korkmuyormusun diyorsun
Sen gözlerinden habersizsin herhalde
Hiç düşündün mü güzel kız
Belki de ben çoktan vurulmuşumdur
..

Devamını Oku
Bedrettin Keleştimur

Bağdat’ın Kapısını açan Genç Osman yüreğinde Alperen Ruhuyla gördüğüm Ağın; Çanakkale’ye en fazla şehit vererek ala-i makama yükselerek şühedanın manevi iklimi ile taçlanan Ağın; Fethi Gemuhluoğlu gibi kadim bir dost yüzü ile bizlere selam veren Ağın; Niyazi Yıldırım’ın kaleminden destanını ezberden okuduğumuz Ağın; Ve,ecdat hatıralarıyla bir daha dile gelen o güzide muallimler ordusu ile 24 Kasım’ın şu müstesna gününde asıl alkışlara layık güzide beldemiz Ağın…
Ağın Derneği ile Manas Yayıncılığın birlikte gerçekleştirdiği ve tarihe şerh düşülecek, asil ve vakarlı duruşu bu mesleği dorukları taşıyan Muallim Abdullah Lütfü Efendiyi doğumunun 152. yılında anacağız. Bu vesile ile torunları muhterem insan Feridettin Atatuğ’un hazırlamış oldukları ‘—tahtasız Hoca’ romanı bizleri son 150 yılın tarihiyle bir daha yüzleştirecek.
Burada bizleri buluşturan hadise o kadar önemlidir ki, hayatımızı belki de yeni baştan tanzim gereğini uyandıracaktır. “—göründüğün gibi dosdoğru ol” ayetinin omuzlarımıza yüklediği ağır yükle bizleri sarstıkça sarsacaktır.
Ve hele Gazi Atatürk’ün sadece öğretmene yönelerek söylediği sözlerde bütün milletin geleceğinin vebalinde öncelikle muallimler olduğu beyanı gayet açıktır; “—“Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz” Ve devamla, “- Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, nesiller ister”
Asrımızın bilim haysiyetini son nefesine kadar koruyan Rahmetli Prof. Dr. Erol Güngör Hocanın en fazla korktuğu; “—kendi içine kapalı, korkak, ürkek, mıymıntı, pısırık vs aydın profilidir! ” Bu ülkede, kendi insanına şüpheyle bakan aydınlar yetişti! Kendi insanını sevemeyen, onun güzel meziyetlerini göremeyen ve de kendi dışındaki dünyaya imrenen bir garip ruh haleti gelişti!
1850’lerde dünyaya gelen bir şahsiyetin, bir muallimin ‘—hayat hikâyesini’ bütün dürüstlüğü ile dile getiren ve içerisinde çok güçlü edebi tasvirleri gördüğümüz bizatihi torunu tarafından başarıyla kaleme alınan bir roman!
Tarihin en evla devletinin insanı kahredici bütün sarsıntılarını bir, ‘—kış mevsimi’ misali ölümün dehşet anını yaşayan bir şahsiyet! Bir büyük kıyamet kopuyor; dizginlemeniz mümkün değil! . Üç kıta sanki bir anda, dev cüssesi ile üzerinize yıkılıyor! .
..

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986




..

Devamını Oku
Sedat Demirkaya

Anadolu Aslanı Gazi Mustafa KEMAL

Gazi, Türk milletinin ruhudur, harcıdır, çimentosudur. O, hem olağanüstü bir insan, hem adam gibi adamdır. Dilimizdir, gençliğimizdir, geçmişimiz ve aynı zamanda geleceğimizdir.

O, bir fırtına kuşudur zorluklara göğüs geren ve sıkıntılı anlarımızda bize yol gösteren.Onurumuzu çelikleştiren, gururlu yaşatandır. Ortak aklımız ve cesaretimizdir Çanakkale'de, Sakarya'da, Büyük Taarruzda...Şimdi her birimiz bir Mustafa KEMAL'iz Tandoğan'da, Çağlayan'da, İzmir Gündoğdu meydanında, Manisa'da, Samsun'da, Diyarbakır meydanında...

Bir dağın yüksekliğini üzerinde yaşayanlar değil, ona uzaktan bakanlar bilebilirmiş.Türkiye'nin büyük bir lideri var. Zengin bir coğrafyası var. Birbirinden yiğit ve becerikli insanları var. Biz ne güzel helvalar yaparız hemşerim, herkesin aklı şaşar.
..

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Gerçek dolu yollar vardı uzanan
Bir yolcu yürüyordu ağır ağır
Bir yolcu sana dönüyordu,
Geç de olsa uzaktan…

İçinde umut, bakışlarında renk vardı
Ağustos sıcağı bile tesir etmiyordu
..

Devamını Oku
Roj Yiğit

Bir sen yaralarsın şimdi beni
Bir de bi çare ömrüm


Artık anlar
Duygusal kargaşadır
Sol yanım ölür benim
..

Devamını Oku
Suat Ersoy

Etimle Kemiğimle Yıllar Önce Doğdum.
Bir Rüzgar Esti, Yüzümden Sıyrılıp Geçti
Ogun Gün Bu Gün, Her Gün Öldüm.
Bu Gün Yetmedi Düne Uzandım!
Doğduğum Güne Kadar Ölmek İçin Yaşadım.


..

Devamını Oku
Bilal Geniş

-0001-Fairy Α π ό Turk-5016- Greek

Ξ έ ρ ε τ ε ...
Ν ε ρ ά ι δ α Of Turk....

Doğer λ α ι μ ό τ ο υ Oguz, ο κ . Artuk...
Η κ α τ ά κ τ η σ η τ η ς Α ν α τ ο λ ή ς α π ό τ ο Δ ή μ ο ..
..

Devamını Oku