Her gözü ayrı yangın on gözlü köprünün
Kırklardağı soğutuyor efsaneleriyle bedenini
Dicle kaçamak okşayışlardayken Diyarbakır’ı,
Fiskaya’ya da göz kırpıyor, çehresi edalı.
Surlar mahkum, kırık yorgun kolları,
İçindeki çocuk avazları suskun
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
amed,
yitik memleketim
sevdam
umudum...
saklımda hançer...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta