Her gözü ayrı yangın on gözlü köprünün
Kırklardağı soğutuyor efsaneleriyle bedenini
Dicle kaçamak okşayışlardayken Diyarbakır’ı,
Fiskaya’ya da göz kırpıyor, çehresi edalı.
Surlar mahkum, kırık yorgun kolları,
İçindeki çocuk avazları suskun
Tarancı’nın zevk sürdüğü dört mevsimlik evi,
Yoksul canlarla sarılmış bu gün.
Surlar şen değil alımlı görünse de ellere,
Yenilenen taşlar sunni öykünür Diyarbakır’a
Mardinkapı ağlar, Hevsel bahçelerine derdini
Susturamaz kendini, derbederdir köhne duruşu.
Geldanice sarılır kilise, kardeşidir dört ayaklı minare
Geçmişleri de birdir, yalnızlıkları da,
Kürsülerdeki akşam sohbetleri gibi.
Ulu camiyi de sefalet mesken tutmuş.
Kimi içerde el açar göğe,
Kimisi de dışarıda, göğün kuluna.
Bir parça ekmek için sessiz çığlıklarla.
Kayıt Tarihi : 21.5.2008 13:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yitik memleketim
sevdam
umudum...
saklımda hançer...
TÜM YORUMLAR (1)