İmam Sürensoy - Diyanetin kırmızı çiz ...

İmam Sürensoy
274

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Diyanetin kırmızı çizgisi cem evleriymiş. diyanetin cem evleri hakkında yaptığı açıklama şudur. cem evlerinin ibadethane olarak kabul etmediklerini, cem evlerinin mabet yeri olarak tanımayacaklarını beyan ederek bunun kırmızı çizgileri olduğunu ifade ediyor.
Şimdi anayasanın tanımına bakalım. anayasada devlet laik sosyal ve hukuk devletidir diye tanımlanıyor. laik bir ülkede. inançlar serbest ve özgür olur. inançları devlet değil o inancı ancak inananlar belirleyebilir. devletin ve diyanetin inançları belirleme ve tespit etme ne hakkı vardır nede yetkisi vardır. bir insanın ibated yerini belirlemek tanımak ve tanımamak devletin ve diyanetin ne hakkıdır ne de görevidir. eğer siz laik bir ülkede yaşıyorsanız ve anayasayı uygulamak istiyorsanız ve anayasanın laiklik ilkesine bağlıysanız böyle bir yetkiniz ve böyle bir hakkınız yoktur ve olamazda. eğer aksi bir şekilde davranıyorsanız ve yasayı uygulamıyorsanız siz anayasal suç işliyorsunuz. ki zaten yaptığınızda budur. anayasa da tanımlanan laiklik ilkesi tanınmıyor, ve çiğneniyor. devletin ve diyanetin uygulamış olduğu politikalar tamamen anayasaya ve yasalara aykırıdır. alevilere karşı uygulanan ötekileştirme ve hakaret dolu uygulamalar hiç bir zaman terk edilmemiştir. alevilere uygulanan ayrımcılık gittikçe fazlalaşıyor.
Seçimlerde önce AKP NİN seçim beyannamesine giren cem evlerine yasal statüyü vereceklerini, cem evlerinin ibadet yeri olarak tanıyacaklarını deklere eden akp hükümetini eleştirerek cem evlerinin ibadet yeri olarak tanınmayacağını, ve bu konu bizim için kırmızı çizgileri olduğunu belirtmişlerdir. şimdi diyanetin bu açıklamasını demokrasinin ve laik lik ilkesinin neresine koyacaksınız. Diyanetin bu açıklamasına hiç tepki vermeyen iktidar esas özüne dönmüştür. seçim beyannamesinde söylediklerini diyanet üzerinden inkar ve unutturma çabasına giriyorlar. aslında bunun bir danışıklı dövüş olduğuda apaçık ortadır. iktidarla diyanetin ağız birliği ettiği için kendilerinin söyleyemeyeceği ve gerçekleştirmek istemedikleri bir bir yasayı diyanete söylettiriyorlar. bu aslında iki yüzlü bir politikadır. şayet öyle değilse iktidar neden susuyor. diyanetin bu açıklamalarına neden tepki vermiyorlar.
Ayrıca diyanet bu açıklamalarıyla kendisini meclisin üzerinden görerek meclisin yane yasamanın görev alnına müdahale ederek görev gaspı yaptığıda aşikardır. diyanet başkanı hangi hakla ve hangi yetkiyle meclisin görev alanına girerek yasamaya yön vermek istemektedir. bu cesareti kimden almaktır. diyanet ne hakla aleviliği tarif ediyor. alevilerin nasıl ibadet edeceğine nasıl inanacağına hangi yetkiye ve hangi hukuka göre tarif etme hakkını kendisinden görmektedir. bir kere böyle yaklaşımlar, insan temel hak ve özgürlükleri yok saymak, ve ayaklar altına almak demektir. diyanetin bu yaklaşımı inanç özgürlüklerini baskı altına alarak yok saymaktır.
Diyanetin aleviliği tarif ederek alevileri sünnileştirme politikalarının bir parçasıdır bu söylediği kırmızı çizgisi.
Diyanetin kuruluş felsefesine gelelim. anayasada laiklik ilkesinin tanımına rağmen diyanet kurulmuştur. aslında laik demokratik bir ülkede diyanet diye bir kurum olmaz. eğer laik bir ülkede diyanet kurulmuşsa o diyanetin görevi insanları zorla sünnileştirmek değildir. diyanetin görevi tarafsızca, bütün inançları, eşit derecede temsil ederek, bütün inançların özgürce tarafsızca ibadetlerini gerçekleştirmelerini sağlamaktır. laik bir ülkede diyanet bütün inançları, bütün mezhepleri, bütün dinleri eşit bir şekilde temsilini sağlamaktır.
Diyanetin görevi sadece bir din ve sadece bir mezhep üzerinden toplum muhendizliğini yapmak değildir. başka inançları ve dinleri dışlayarak insanları zorla sünniliği inandırmak ve aşılamak değildir. diyanetin görevi benim nasıl ibadet edeceğime karar verme görevi değildir.

Tamamını Oku