Diyalektik. Şiiri - Fatih Lütfü Aydın

Fatih Lütfü Aydın
300

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Diyalektik.

And olsun teke ve çifte.*
Tek simgedir, Hz. Allah’a.
Çift de simgedir masivaya.
Allah’dan başka her şey demek olan masiva,
Çift yaratılmıştır, zıtlık barındırır daima.

And olsun teke ve çifte.
Negativiteden kaçıp,
Sarılmazsan pozitiviteye,
Yersin deni hayattan *1 çifte.

Diyalektik ikilik demek.
Her şeyin olduğu gibi yaşantının da diyalektiği var.
Deni yaşantıdan uzak,
Marufa uyarak,
Eğlenebilir, müslümanlar,
Bunda ne sakınca var.

Peki hangi davranış deni, hangisi maruf.
Nasıl anlayacağız, uuf.

Kolay aslında sorunun yanıtı.
O da, ölçü almaktır, haklılığı.
Haklı olan, Hakk destekli olan,
Haksız olan ise Hakk rızasına uymayan.

Haksızlık yani insanın kendisine yapılmasını istemediği her şey,
Bunu yapanlar, keyif çatsa da,
Öder bedelini, pey pey.

Diyalektik, diyalektik.
Ya başka ne diyecektik.

F.L.A.

Saygılar ve Sevgiler.
18.03.2013

* Fecr, 3
Yaşar Nuri Öztürk: Çifte ve teke,

Veş şef’ı vel vetr(vetri) .

1. ve eş şef'ı: ve çift olan
2. ve el vetri: ve tek olan

*1 Hayatın negativite içeren, rezilce yaşanan kısmı.

DİYALEKTİK

Uydurma dini gerçek din zannedip, Allah’ı inkâr etmek (olmadığını iddia etmek) yerine, yadsınamaz (inkâr edilemez, varlığı yok sayılamaz olan) olumsuzlukların yarattığı iğrenç duyguları yok etmek amacıyla nefsimizi terbiye edebilsek.

Peygamberimiz ve ashabı (yoldaşları, dava arkadaşları) bir gün kıtal (katletme) denen kanlı bir savaştan zaferle dönerlerken, Peygamberimiz esas savaş şimdi başlıyor deyince yanındakiler bundan esaslı savaş mı olur diye sormuş. O da o esas savaş nefis savaşıdır demiş.

Alah’ı yok diyerek öldürmek kolay. Nefsi azdırmanın yarattığı acı, iğrenç duyguları da yok diyerek öldürebilir miyiz?

Keşke zihinlerde ve gönüllerde Allah’ı öldürmek yerine Allah’ın yaratılış gerçeği olan Diyalektiğin (iyi güzel, kötü çirkin gibi zıtlıkların) oluşturduğu olumsuzlukların etkilerini öldürebilsek.

Bir an için bir yaratıcının olmadığını ve bilimin Diyalektiği bulmadığını varsaysak, en cahilimiz bile tüm kötülüklerin iğrenç, pis bir şey olduğunu ve tüm güzelliklerin hoş, yaşamaya doyulmayan şeyler olduğunu bilir.

Sigara içtiğimizde iğrenç bir öksürük ve nefes darlığı duygusunu yaşarız. Birine haksızlık ettiğimizde de kötü bir azap olan vijdan azabı duygusunu yaşarız. İçki içilen akşamın sabahında iğrenç bir baş ağrısı ve çok yiyip şişmanlama sonucu yaşanan ağrılar öldü demeyle öldürülemeyecek iğrenç ve acı duygulardır.

Allah Beka (kalıcılık, yok olmama, ezelden ebede hep var olma) ,Hayy (ölümsüz olma diri olma) sıfatlarıyla ölümsüz ve kalıcı varlıktır.

Allah’ın üstün özellikleri İhlas Suresi’nde ve Bakara 255. Ayette (Ayet-el Kürsi’de) sıralanmıştır.

Zihinlerimizde ve gönüllerimizde Allah’ı öldürebiliriz ama olumsuzlukların yarattığı acı duyguları öldüremeyiz. Onları öldürebilmek için tüm olumsuzluklardan arınmak yani nefsimizi terbiye etmek zorundayız.

Ne Allah’ı öldürebiliriz ne de bu olumsuzlukları öldürme gerçeğini.

Olumsuzluklarla imtihan edileceğimizi anlatan ayetler göstermektedir ki bazı olumsuzlukları yaşamak insan için kaçınılmazdır.

Bunun bilincinde olan insan mademki arınmadıkça bu acı duyguları hep yaşayacağım o zaman geçici bir arınma sıkıntısıyla arınıp hep sıkıntı yaşamaktan kurtulurum diyerek olumsuzluklarla mücadele etmeli.

Bu mücadele insanın bunaldığı sırada acısı hafifleyen bazen artan değişimler gösterir. Çölde tam ölecekken karşısına bir vahanın çıkması ya da teknenin devrildiği sırada meyveleri ve gölü olan bir adaya çıkması gibi.

Sıkıntıyı veren Allah dermanı da veriyor. 10.10.2012

Fatih Lütfü AYDIN

TEVBE-126

Görmüyorlar mı ki, her yıl bir veya iki kez imtihan ediliyorlar. Hâlâ ne tövbeye yelteniyorlar ne de öğüt alıyorlar.

BAKARA-155

Yemin olsun ki sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvalardan eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele.

NAHL-112

Allah, şu ülkeyi / medeniyeti de örnek vermiştir: Güvenli, mutlu, huzurlu idi; rızkı her yandan bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah kendilerine, sanayi olarak ürettikleri şeyler yüzünden açlık ve korku elbisesini/birlikteliğini/karmaşasını tattırdı.

ÂLİ İMRÂN-186

Yemin olsun ki, mallarınızda da canlarınızda da imtihan edileceksiniz. Ve yemin olsun ki, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden de şirke batanlardan da incitici çok şey dinleyeceksiniz. Sabreder, takvaya sarılırsanız işte bu, iş ve oluşların en zorlularındandır.

ENBİYÂ-35

Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.

Bağlantıya ulaşmak için bağlantı Google'a yapıştırılmalı.

Hz. Allah’a Din Öğretmeye Kalkmak

Hz.Allah Diyalektik üzerine bir din kurmuş. Buna itiraz Hz.Allah'a din öğretmeye kalkmak olur. Olumlulukla olumsuzluğun çatışması demek olan diyalektiğin kötülük yanı niye var şeklinde bir itiraz Hz.Allah'a din öğretmeye kalkmak olur. Bunun yanında kötülükle haksızlık etmeden sonuna kadar çarpışmalıyız. Bu çarpışmayı özellikle kendi içimizdeki kara köpeğe karşı da yapmalıyız. Onu ( kara köpeği yani nefs-i emmareyi = nefsin kötülüğü emretme özelliğini ) sürekli aç bırakmalıyız. Bunun içinde nefs-i emmarenin her kötülük eylemi ( kara köpeğin yemek istemesi ) arzusuna karşı direnmeliyiz. Ayrıca insanların eğitilmesi ve aileden başlayarak sevgiyle, saygıyla büyümesi için gereken neyse onu yapmamak, kader değildir. F.L.A.

...

İnsan iki ruhludur içinde bir iyi köpek birde kötü köpek kavga eder. Hangisini daha çok beslersen o kazanır.
Alıntı... .../
/
/
/
/

Not: Kısa yollara ulaşmak için seçip sağ tıklayarak, adrese gitmelisiniz.

DİYALEKTİK, KARMA ve YENİDEN DOĞUŞ (REENKARNASYON)

Ateizim; Yaratan’ı da adil olmadıkları için bütün dinleri de reddeden bir görüş.

Deizim ise evrenin mükemmelliğine (tamlığına, eksiksizliğine) bakarak, bir yaratanın varlığını kabul eden ama adil olmadıkları için bütün dinleri reddeden bir görüş.

Bence deistler mantıklarını kullandıkları için ateistlerden bir adım öndeler. Elbette ki ateistlerin de mantığı var ama demek ki kullanmıyorlar.

Not: Mantık; doğru ve tutarlı (bir birini tutan, destekleyen; birbiriyle zıtlık oluşturmayan) düşüncedir.

Şimdi ister deist ister ateist ve isterse Allah’a ve O’nun dinine inanan kişiler olsun herkes, diyalektiğin varlığını kabul eder.
Bu durumda:”Evet Diyalektik (zıtlıkların Çatışması Kuramı) ya da Ying-Yang Dengesi* (Negativite – Pozitivite Dengesi) var yaşıyoruz ama günahsız küçücük çocuklar o kötülükleri, işkenceleri neden görüyor? Allah bu kötülüklere neden izin veriyor? ” şeklinde sorular sorulabilir, normal olarak.
Bu soruya Karma yani yansıma yasasıyla yanıt verilebilir.

Karma: Yansıma yasası, yani kişinin evrene yolladığı eylemin evrende dönüp dolaşıp kendine yansımasıdır. Evrene yollanan eylem olumlu ise kişiye olumlu yansır, olumsuz ise kişiye olumsuz yansır. Bu durum dilimizde:”Bu dünya etme bulma dünyası” atasözü ile anlatılır.
Geniş bilgi için…

O zaman da:”Peki o küçücük çocuklar, ne zaman evrene olumsuz olan işkence eylemini yolladılar da karşılık olarak yaptıkları kötülüğü yaşadılar yani işkence gördüler? Şeklinde bir soru sorulabilir, normal olarak.

Bu soruya da Reenkarnasyonla (dünyaya yeniden gelişle) yanıt verilebilir. Yani bu küçük çocuklar daha önceki yaşamlarında benzer kötülüğü ettikleri için bu yaşamlarında bu kötülüğü gördüler, denebilir.
Dünyaya yeniden geliş var mıdır?
Yanıt ……
/? siralama=p
F.L.A.

*YİNG YANG VE KURAMI

Asya Kıtası'nın geniş bir kesimini içine alan coğrafyada binlerce yıldır hüküm süren; doğayı ve evren'i gözlemleyip, bunların temelini oluşturan yasaları açıklayan bir kuramdır. Temelinde, doğa ve evrendeki her şeyin karşıtlık ilişkileri içinde yürüdüğünü tespit eder. Üreme, gelişme ve dönüşüm; karşıtların sürekli çekişip itişen devingenliği ile gerçekleşir. Hiç bir şey durağan, kalıcı ve mutlak olamaz. Yin ve Yang, herhangi bir nesnenin adı olmaktan çok, karşıtlık ilişkilerini açıklayan bir kavramdır. Genelde kadın ve erkek veya iyi ve kötü demektir. Yin ve Yang'ın, Gizemcilik`le (mistisizm) , dini inançlarla hiçbir ilişkisi yoktur. Temeli uzak doğudaki birçok kültürün ortak yaşam birikimine ve I ching (tr. Hareketin kitabı) adı verilen ve bilinen yazılı en eski felsefi yazıya dayanır. Kitap, enerjilerin birbirine dönüşüm ilkelerinden, ayrıntılı biçimde söz eder. Akupunktur (iğneli uyarım) , Feng Shui (rüzgar ve su) , Karete, Yoga, Refleksoloji ve benzer nice uygulama alanı Yin ve Yang`a dayanır. Ayrıca, eski strateji kitabı Savaş Sanatı'nın (Sun Tzu) temelini Yin ve Yang ilkeleri oluşturur.. Her şey hiçlikle başlar ve önce birlik doğar. Birlik ikircilliği doğurur. Bu Yin ve Yang'dır. İkircillik her şeyi doğurur.
Yin ve Yang'ın Başlıca İlkeleri
Yin Yang
Dişil Eril
Su Ateş
Soğuk Sıcak
Durgun Devingen
Büzülme Genleşme
Kronik Akut
Eksiklik Taşkınlık
Ay Güneş
Gece Gündüz

HER ŞEY KUTUPLUDUR VE KARŞITTIR
Her şeyin birbirinden ayrılamaz iki karşıt kutbu vardır. "Yin" kutbu ve "Yang" kutbu. Nerede ki yin ve yang kutuplaşması olur, orada hareket doğar. "Bir" durumundan "İkircillik" durumu doğmuştur. Böylece; doğurma süreci tetiklenir ve sürer gider.

KUTUPLAR CUZİ ORANDA DA OLSA KARŞITINI KENDİ İÇİNDE BULUNDURUR
Gecenin içinde aydınlık ve sıcağın; gündüzün içinde de soğuk ve gölge bölgelerin bulunması; dişi görünümün içinde erkek, erkek görünümün içinde dişi olması; her sorunun, çözümü; sevginin, nefreti; eylemsizliğin, eylemi; savunmanın, saldırıyı barındırması gibi. Tai-chi veya yin-yang işaretinin içindeki küçük karşıt renkli daireler bu özelliği anlatır.

BAĞIMLILIK İLİŞKİSİ
Oluşumlar, karşıtı olmadan açıklanamazlar. Karşıtların biri, diğerinden bağımsız olamaz. Gündüz olmadan, gece; gece olmadan, gündüz açıklanamaz. Gece olmadığı sürece, gündüz de yoktur. Kutuplar birbirinden bağımsız ele alınamazlar. Bu durumda beden ve psikoloji ayrı ayrı incelenemez. Organların kendisi yin, işlevi ise yangdır. Böbrek, organ haliyle yindir. Böbrekten kaynaklanan bir rahatsızlık, korkularımızı harekete geçirir, soğuk ve değişken yapıdadır. Korkuların bedende dışa çıkan mizacı, yang özelliği taşır ve bu tür mizaçlar günümüzde psikoloji altında incelenir. Bütün ve parçanın bir aradalığı gereği, Doğu Tıbbı, bedeni ve mizacı ayrı ayrı ele almanın gereksizliğine varır.

DÖNÜŞEBİLİRLİK
Karşıtlar, birbirine dönüşebilen yapıdadır. Dönüşüm aşamalarla, kendi sürecine bağlı olarak gerçekleşir. Her sürecin bir haddi vardır. Dönüşüm, uyum içinde veya uyumsuz gerçekleşebilir. Uyum, yin ve yang'in göreceli olarak kararlı seviyelerde olmasıdır. Uyumsuzluk ise yin ve yang'in göreceli kararlılık durumundan uzaklaşmasıdır. Denge hiçbir zaman gerçekleşmez. Kararlılık arayışı hep vardır ve devinim süreklidir. Akupunkturda sağlıklı beden, yin ve yang'in uyum hali; hastalık ise uyumsuz olması halidir. Gündüzden (yang) , geceye (yin) : geceden, gündüze geçiş akşam ve sabah ara aşamalarıyla uyumlu geçişe; ani fırtınaların kopması, deprem, ani beliren hastalıklar, patlamalar vb. gibi durumlar, uyumsuzlukla gerçekleşen geçişe örnek verilebilir. Veya soluk ilişkisi; hava içeri çekilir, kullanılır ve atıkların bir kısmı soluk vermeyle geri dışarı atılır ve tekrar soluk alma zorunluluğu doğar. Bizi buna zorlayan, canlının sürekli bir döngü içinde hep kendini yenileyen, geliştiren koca bir sistem olmasıdır.

ÜRETEN-TÜKETEN VEYA DESTEKLEYEN - DENETLEYEN İLİŞKİSİ
Yanan bir muma bakalım. Yanmakta olan ip ve parafin, alevi besler. Alevin ısısı ise bu ikiliyi tüketir. Sonunda fitil veya mum bittiğinde, alev de tükenecektir. Mum, fitil ve alev ışık ve ısı olarak ortamın enerjisine geçiş yapar.

KARŞITLAR KENDİ İÇERLERİNDE ALT KARŞITLAR BARINDIRIRLAR
Her Yin ve her Yang tekrar tekrar, kendi alt Yin ve Yang'larına bölünebilirler. Örneğin sıcaklığı ele alalım. Sıcaklık olgusu, sıcak (yang) ve soğuk (yin) olarak ayrılabilir. Aynı biçimde sıcak; tekrar, çok sıcak (yang) ve az sıcak (yin) olarak bölünür ve böyle devam eder. Son derece basit bir yapı, son derece karmaşık yapının ayrılmaz parçasıdır. Bütün ve onun parçaları, birbirinden bağımsız olarak ayrı ayrı açıklanamaz. Basit yapıyla, karmaşık yapı; Yin ve Yang'ın temel ilkelerine sürekli uyar

Fatih Lütfü Aydın
Kayıt Tarihi : 25.8.2014 20:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fatih Lütfü Aydın