Life is what happens to you while you're busy making other plans.
(‘70 shot-trick thru Westhand) John Lennon
---
Beyaz duvarlar apaydınlık.
Bir ışık, her yerde;
Nerden geldiğini hiç bilmediğin.
Geçmeye hazırlandığın
bu koridorda,
Robotlar belirdi birdenbire –
Hareket eden,
Tekerlekler üzerinde.
Silahları yoktu.
Sonra dev bıçkılar
belirdi tepeden
iniveren.. tavandan.
Periyodik aralıklarla
yeri dövmeye başlıyorlar
gördüğün üzere
o koridor boyunca.
Seni ayıran bu oldu,
Seni yakalamaya niyetlenen
cehennemin robotlarıyla.
Daha dikkatli baktığında
yerde bazı çukurlar
fark ettin, ufak; denk,
Bıçkıların inen yanlarına.
Saplanıp geri tavana
fırlayan yine, bu bıçkıların –
Ama güzergahları sana
göre tek sıra halinde,
O koridor boyunca.
İlkel robotlar enine,
Geçemiyorlar yanlardan:
Sen geçe(bile) cek misin.
Mücadele edecek misin?
Yoksa burada böyle
Nasıl belirmiştin?
:Arkanda bir kapı yoktu.
Burada böyle nasıl belirdin?
Birden hepsi geriledi,
Göremediğin bir yerlerden
emir almış gibi …
Sesin geldiği yöne gittiler,
Duyum eşiğinin algılamadığı.
Bomboş kaldı koridor.
Ve bıçkılar da durdu.
Çekinerek ilerlemeye
niyetleniyorsun, robotların
birbirlerinden ayrıldığı
karşı kavşak noktaya.
Sağa ve sola dağıldılar.
ilerlediğinde görüyorsun,
Koridor çıkmaz sokak.
Arkan gibi önün de sobe –
Ah önüm, arkam,
sağım, solum :)
“Ama…” diyorsun
kendince, “.. o bıçkıların
neydi pir’leşmeleri
sebebi birden, görünüşleri? ”
Robotlar hayal olsa
ki gözden yitip gittikleri
yerde de yok kapı mapı
.. ki bıçaklar, tokmak
cüsseli, görünmüş
olduğuna göre;
Bunlar gerçek olmalıydı.
Şimdi koridor karardı
aniden; ışıklanmış olarak
göründü robotlar, ardından.
Bu, bir asimetri
olmamalıydı; fakat
simetri, uygulama alanı
bulduğu robotlarda,
Ters orantılı.
Demek ki korktukların
asla olmadı:
(Yine de onlar var,
Sapasağlam karşında.
Ama niye bekliyorlar,
Geleceğin gardiyanları gibi?
) Barışçı gelmiş olmalılar.
Ve parmak biri bastırarak,
Bir robot; alelade bölgeye –
Hasbelkader değildi bu ama
- Duvardaki:bir kapı açtı …
(robotların vücutlarından
ışıldayan o ışık –hale gibi saran
onların metal kendilerini…)
:Lastik gibi atarca bir ‘kalıp’;
Kendi içinde, koridor!
(tutarak onlar kollarından
senin -gibi, sürüdüler sanki
bir asker kaçağı gibi beni
- geçilen o odada …
Çok güzeldi etraf anca!)
Bu süsler, lambalar küçük;
Bir gülüp bir ağlayan kurukafalar
:Asla tepksiz değiller:
Koridordan artısarkan
yılbaşı ortamı; yılbaşı süsleri
senin evine astığın, tavadan
duvarlara –sağa, sola …
(oda karanlık, robotlar ışıl ışık)
Bıçkılar görünmüyor artık
ve hatta sesleri de kesildi …
Bir ortama bürünmüştü burası:
İçinde kabarcıklar barındıran;
(Etrafa körük hava bastığın,
İçi-cinsli su’yun…)
Ufka kadar ufuksuz..
bir sıkı (fıkı) ormanın yemyeşil
ağaçlarının tepiştiği ağaçlar..
ın yanı başı narin ceylanların
depreştiği, geyiklediği gizil
vaha.. nın uzaklarında
bir çift-yıldız’ı koruduğu,
Her daim güncellediği
(Ve tuhaf biçimiyle
yaşamın armağan, ellerine;
önceki yaşamda
avuç açtığın)
bu ikiz güneşlerin de
bu cennet köşeyi ısıttığı,
gözettiği; ışığıyla …
(Ve son, kökler de dellendi;
Boyu kısalmakta olan ağaçlar,
Dibi ile daha bir
gür gelmişti! !)
Bu kürenin dışındaydı
denli eskisi, ağaçlar uzun hala
o kesif ormansa …
Ve çünkü güçlü ancak
kökleri de …
Demek gerçekti robotlar.
Ya inen döner
bıçkılara ne demeli? ...
Sahi edilen hayallerin
yetimi kimdir kukumav;
Çatıların beşik kertmesi o
yetimhanede gözler, ebeveynli?
Huzur olabilirdi bu dönem,
fakat o herkes olamadı.
:Geldiği kapıdan geri
gitti ve tekrar
koridor robotlarıyla yüz
göz oldu, asıl bıçkılarla …
Ve böyle süregitti …
Yine de aşk ulvi samimiyetse,
Sevgi hala orada.
Bu robotlar n’için bekliyor?
Öl/ebil/meme hiç,
Hiç izin vermediler.
Bıçaklar daha sertti;
Sadece görünüş
sezdirilişleri, sadece …
Asla yalan demedim,
Biraz karışık
ayrıştırır ve tümlerim
sadece, sadece.. sevgilim …
Ve sevdiğim dostlarım,
tabi arkadaş bilmek
koymaktır yüreğini alacaya;
Buna rağmen aka
kara asla demedim.
Ne var ki;
Bir özeleştiriyi, ışıksız
bekleyen botlara
da yine, yakıştıramadım.
O robotlar kimdi?
Bıçkılar neydi aramıza?
İnme{‘}(le) ye(n) ..
ve fırlamayaduran, tavana
… Ki bir bağ örmekten
çok (çorak) ,
Çorap örmek, hemşeri ise;
Esas, olmalı idi o robotlar ve
hatta şu ağaçlı küre –
geri döndü insan eti,
Sorgulayışın ötesi şekliyle
gerisin geri; ne var, insan
tarafından musallat olunan …
Yüzlerce seferler döngügeri
Ve ordan da geridöngü,
Kutsal küre’ye -
O tavır, insan ötesi …
310 diye bilinen o sefer..
ki sanırım, nicelikten emin
olunan son katar,
hayalle karmaşmış:
Robotların ‘bahis-açmış
olduğu’, geçerek kapıdan
.. Bazı seferler, bulutların
içi bir istasyondu orası;
Hani şu daha çoğunda,
Ayan beyan görüldüğü
cennetin ormanının.
Bıçkıcılar, o istasyonda
yer tutmuştu;
Bazı cihazların önü..
Hayal meyal, sanki …
Onlar, beyaz sakalları
Ve boyu uzun cüceler
olmalıydı –burunları sivri,
kem gözleri …
Her şeyi, bulutların
gözünden
mi idare ediyorlardı?
Cma, eyl23, ’05 05:57 07:32/ 43hrs
---
Sen ey azgın Karayel,Güzatının soluğu; Hışım,haberin senin kurumuş yapraklara Tut ki tayfı yıldıran büyücünün buyruğu,Önün sıra koşarlar bu sarı,sayrı,kara;
Bu alhummalı sürü; şeytan arabasıyla Sensin kapıp kaçıran karakış yataklara Uçarı tohumları,düğüne kırk gün kala...
Sen ey azgın Ecinni,baskın çıkan ecele; Yıkan da sen,kuran da; Beni n'lur bir dinle!
Percy Bysshe Shelley (1792 - 1822) \TR, Ode to the Westwind – Karayele Gazel
Kayıt Tarihi : 24.9.2005 06:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/09/24/dix-shootah.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!