Divan Şiiri Serveti Senden Alınca

Vasıla revan ile aklı melekemin vardığı yere, bir molada bakına kaldım ki, dünya temaşası zahir,
Burası mıydı diyar denilen mekanda, beklemiştir diye, sorduğum yer.
Gün zevaline kim revan olur ki, her zeval de ben kuru güller topladım,
Anladım ki ezelin tahririnde bir çiçekli bağ iken, şimdi kuru toprağa dönmş vardığım yer
Benim sevgimden usandığın an, bilirim canımda nazarın var canan,
Her görenden nazar aldım, bir sayede bilmeden orası sılada bir çaput serdiğim yer,
Sonra bakındıkça serap içinden, sarayda ziyaların coştuğu yer gibi Sema yıldızlarından ilham aldım,
Sanki bir elime niye kına yaktın ki işte orası benim pembe buseye benzer gibi el verdiğim yer.
Sanırmısın ki, Nabukadnazar'ın Babil sarayı'ndaki asma bahçelerini ben şimdi neden aradım?.
Bin kere su rengi taştan oymalarla yapılan (dökme) yapay dağlar üstünden ırmak gibi akan sular,
Kısa ömür içinde düşerek ınkısara uğradığı mekan, çöl içinde bir zemin toprağına döküldüğü yer.,
Azmi iradem beni bu hayal tarıkına sülk ettiği niyetle,
Vardığım hitamın adı bir tövbekar olmakta ne mahzur olur diyerek çünkü akıbet o mekan, surda, sır olduğu yer,
Cihan üstüne fazla gönül verince, hilal doğunca siyah alem üstüne,
Bir yerde beni o muhteşemi, fanilere de tanısaydı diye düşünürken o şahsiyet bir ucundan
Terketmediğin, mülk aşkı,işte burasıydı zeyl de helak ile mahcur olduğun yer, .
Ey hidayete mahrum olan, lal ve ebkem olupta seda vermeyen fani!
Alemi hep gördüm, ömrü saadet içinde desen bile, şimdi viran bir malikane, göçmez dediğin şimdi mezbele bir yer,
İbrahim gibi bir imtiyazında yok ki, nlaydı oturduğun yer ile odun narında yanmış köz olmuş çisemli otlar içinde
Nere dönsen nar-ı şuadasın ey nas! Taş bir yerde dal bir yerde, malı melalı bıraktığın yer
Her damlaya hamleden bir işve i naz içinde ellere, diller dökülmüş,
Hazan gelmeden bülbülün firakı sarmış dalları, mahzun olmaktan yerde gökte yana, yana gezer gibi Sleyman'uçan serçesine cihan adında bir evlek kalan yer,
Neden sanki?yazıpta dellala verdiğin nağmeler uçup gider rüzgar elinde;
Sor ki, bad'ın olduğu bir çimenli yamaçta, bu alem kaç kere döne durur, karanlıkta mehtaba karşı çünkü yer?
Ezelden, ebede giden yolda, bir köz olunca, menzilde fersah, kimbilir bir altın diyarı olurmuydu,
Serveti, alem senden alınca, verdiğini bir satıra yük olmaz söz ile kelamda hecede bir yer,

Enver Ünver
15.4. 2020
17.14.