Sen cevrini bana eda emeliyle bir hali mekanda, sessizce pervazı eşikten girerken;
Nazının beni cezbi nâra attığı, aşkı sefilin yoluna düşen cehennemi nerden göreceksin?
Kim seni görmüş ki sırra karıştığından beri olduğun yer,, hayal ettiğim yermi, neresi?,
Benim bahtım senin çehrenin endamını bir sevdanın aşkı diye saklarsa nerden göreceksin.
Sirkatin götüremediği hamule,nasıl yar olmuş ki didarın bunca darbeden başka nedir?
Bir gülizara bir yol açılırsa, ümidine ferrnan gibi o vakti nerden göreceksin.,
Ben dağ lalesinde senin cemalinin resmini işlemiş ressamı kim imiş ismi esamesini arıyorum,
Ne çare, sen, gönlüm böyle çölün yakışına emsal bu halimi, nerden göreceksin?
Belkide benim böyle tutuştuğum yerde, cerihama merhem diye ay doğarken verdiğin,
Tuğyana çıkarsa oradan ruhuma saçılan ateş kumları, "Ebabil'iin" attığı taşlar gibi nerden göreceksin?
Toprak altından bir an için dünyaya el veren, sonsuz ömür sanarak, bir kaç dakikaya sığan hayatı ,
Dünyayı gece zevali sarınca bu feryat içindeki kelebek bir ehli sen nerden göreceksin?
Takatin olsun, al bunları diye bana verirken bir dilber , kırılan vazoda solan çiçeklerdi gördüklerim;
Her nesnenin benim gibi, kırklar çilesine bürünmeye hasreti nerden göreceksin?
Bilmediğim kapkara gecelerde bir güzelin çehresini semaya yazdırdın ey kara sevda
Sen, gönlüme mehtap olan beyzay-ı nuru nerden göreceksin?
Enver Ünver
23.5.2018
Kayıt Tarihi : 26.5.2018 18:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!