Biz kara sabandan döklen tanelerden sonra , kalaylı taslardan sular içtik, ,
Öyle haller içinde beşer, ferağ edilmiş gibi,
Nice efsaneler içinde gönül kapısında duranın, tebessümünde sırrı esrarı dinledik..
Bir gün değil seni biz, bir ömür içinde, bu yollardan geçerek ulaşmanı bekledik..
Biz aşkın elinden, bir iksir ile zahit olup ta baki aleme
kurulan köprüde mola vermeden,
Mağrıptan maşrıka konup göçenleri dinledik,
Sırdan sirayet gibi tutulduğu sevdadan ,
Şadolup ta, abad'ın hırkasını giyenleri dinledik,.
Beni de onlar gibi yakıpta kül etme ey gözleri siyah,,
Mahı perinin çehresine bakınca gördüğü rüyadan
Mestin bitabına düşenleri dinledik.
Zehri niye içtinde, kaldı merhemi lebinde diyenler gibi,
aşkın hançerini kalbine duhlederken,,
Ne den beni ebedi mahzun etti yar diyenleri dinledik
Bir fincan müskirin meydir, saki, diyerek mahzen kapısına yatanlar gibi,
Mahzen olmuş viran şatolarda bir zamanlar kalebentleri dinledik
Lâkin metruki viran handa kalmış gibi, çekilen azabın kırbacına maruz kalınca,
Her bedende cerihanın acısı kalbine mesrur olan Şeddat zulmunü görenleri dinledik
Ezelde okunurmuy du, bilmemki, gönül eline düşenlerin dersi,
Kimi ebet sürgün iken, bu dersin alevinden Tur'a doğru, koşanları dinledik,
Heyhat, acep kurtulmaya çare nedir diye sormaya,
Zamanı hitamdan önce, kervan ile geçenleri dinledik,
Müsekkin viraneler saray iken, nice vakitte kimbilir,
Şimdi bu asude alemde , zaman yar oldukça arşı ferşte okunan sekineler dinledik
Enver Unver
Enver ÜnverKayıt Tarihi : 4.5.2020 15:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!