Dîvân-ı İlâhîyât 63

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 63

Cânları hasret oduna yandırır
Ayrılık âh ayrılık vâh ayrılık
Lezzetinden âlemin usandırır
Ayrılık âh ayrılık vâh ayrılık

Görmez eyler ağlamakdan gözleri
Hem sarardır soldurur gül yüzleri
Karanu eyler nice gündüzleri
Ayrılık âh ayrılık vâh ayrılık

Ayrılık olur safâ yoluna sed
Nâr-ı hicre yakmagıl yâ Rab meded
Tamu odundan eşed durur eşed
Ayrılık âh ayrılık vâh ayrılık

Yandırıp pervâneyi sûzân eden
Bülbül-i şûrîdeyi nâlân eden
Dilleri ma'mûr iken vîrân eden
Ayrılık âh ayrılık vâh ayrılık

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 21.3.2016 15:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi