Dîvân-ı İlâhîyât 62

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 62

Hâzin-i esrâr-ı lâhût ol ki sultânlık budur
Kenz-i lâ-yefnâya mâlik ol beğim hânlık budur

Tavk-ı tâ'at bağlayıp ifrît-i nefsin boynuna
Âsaf-ı akla ri'âyet kıl Süleymânlık budur

Âdem-i kalb olduğuna mazhar-ı envâr-ı Hak
Secde-i şükr eylemezsen ayn-ı şeytânlık budur

Sidre-i irfân-ı Hakk'ın müntehâsın bulmağa
Âlem-i vahdetde cevlân et ki insânlık budur

Kâbe kavseyn'in Hüdâyî fehm edip cem'iyyetin
Vâsıl ol sırr-ı ev ednâ'ya müselmânlık budur

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 21.3.2016 15:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi