Dîvân-ı İlâhîyât 47

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 47

Da'vet eyle bizi lütf et kapuna
Sen esirge kerem eyle yâ Mevlâ
Nice bir hasret olavuz tapuna
Sen esirge kerem eyle yâ Mevlâ

Neye iltür bilmezem bu hâl bizi
Kendi kendimize koma al bizi
Aşkın şevkın deryâsına sal bizi
Sen esirge kerem eyle yâ Mevlâ

Hicâblardan geçir sana varalım
El kavuşup dîvânına duralım
Arş-ı maksûda yüzümüz sürelim
Sen esirge kerem eyle yâ Mevlâ

Nefsimizle biz bir iş edemeziz
Senden yana bir adım atamazız
Vaslın hânın zevk edip tadamazız
Sen esirge kerem eyle yâ Mevlâ

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 21.3.2016 15:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi