Dîvân-ı İlâhîyât 44

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 44

Ey derdime dermânım
Rahm et dil-i müştâka
Cân tahtına sultânım
Baksan n'ola uşşâka

Bülbül oluban öten
Cân oynayuban üten
Aşkın eteğin tutan
Çâk etmeye mi yaka

İhsânını küllî et
Bizi mütesellî et
Lutfula tecellî et
Kahrın koma kim yaka

Sîb aşlayıcak bîde
Evvelki resim gide
Bâkî ki zuhûr ede
Fânî eriyip aka

Hüdâyî'ye yol soran
Vahdet iline eren
Dostun dîdârın gören
Gayra ola mı baka

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 21.3.2016 15:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi