Dîvân-ı İlâhîyât 29

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 29

Nefs ü şeytâna zebûn etme bizi
Kerem et hey ulu Mevlâ kerem et
Tâlib-i fânîye dûn etme bizi
Kerem et hey ulu Mevlâ kerem et

Avn-i Rabbânî refîk olmayıcak
Bir adım yer varamaz tâlib-i Hak
Zuafâya nazar-ı lutf ile bak
Kerem et hey ulu Mevlâ kerem et

Yer ü gök çekmediği haml-i kebîr
Götürür anı bu insân-ı hakîr
Yardım eyle ana ey Rabb-ı kadîr
Kerem et hey ulu Mevlâ kerem et

Mâsivâya bakuban kalmayalım
Tâ hevâ vü hevese dalmayalım
Zâga şâhbâz-ı dili salmayalım
Kerem et hey ulu Mevlâ kerem et

Nice bir mâni' ola hubb-ı sivâ
Ola nûrunla münevver fukarâ
Vaslını eyle Hüdâyî'ye atâ
Kerem et hey ulu Mevlâ kerem et

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 21.3.2016 10:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi