Dîvân-ı İlâhîyât 26

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 26

Yine gönlüm dost illerin özledi
O illere bir kez dahi varam mı
Dost dîdârın yeter bizden gizledi
Bir gün ola hûb cemâlin görem mi

Kulak tutan kişiler Hak kelâma
Noksândan kurtulup erer tamâma
Huccâc ile varıp Beytü'l-Harâm'a
Eşiğine yüzüm gözüm sürem mi

Tevhîd ile îmânım kâmil ola
Firkat gidip cem'iyyet hâsıl ola
Sırrım vahdet iline vâsıl ola
Ara yerden ayrılığı sürem mi

Mâsivâya meyli dilden yuyuban
Fahr-i âlem Mustafâ'ya uyuban
Kâbe kavseyn ma'nâsından tuyuban
Aceb sırr-ı Ev-ednâ'ya erem mi

Ey Hüdâyî dost'dan yana uçuban
Kana kana âb-ı hayât içüben
Hak yol verip hicâbları geçüben
Aceb vahdet sarâyına girem mi

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 21.3.2016 10:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi