Dîvân-ı İlâhîyât 231

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 231

Yeter etdin fenâ bağında feryâd1
Yürü bülbül kadîmi âşiyâna
Kafesden eyle cân mürgünü âzâd
Yürü bülbül kadîmi âşiyâna

Mecâzî gülsitânda olma nâlân
Ayak bağı olur bu bâğ-ı ekvân
Hakîkat gülşenini eyle seyrân
Yürü bülbül kadîmi âşiyâna

Dilersen ger bekâ-ender-bekâyı
Vücûdun küllî kül et bul Fenâyı
Ko uçmağı geçe gör mâsivâyı
Yürü bülbül kadîmi âşiyâna

Görüp Pervâneyi andan sebak al
Göyündür nâr-ı aşka per ile bâl
Mecâzı ko hakîkat bahrına dal
Yürü bülbül kadîmi âşiyâna

Mezâhirden geçip terk et meâli
Yürü ma'nâya er ko kîl ü kâli
Gülün geç kurbetinden bul visâli
Yürü bülbül kadîmi âşiyâna

Fenâ bâğında eğlenme uça gör
Gülün rengine aldanma geçe gör
Varıp vahdet şarâbından içe gör
Yürü bülbül kadîmi âşiyâna

Gönül verme nukûş-i kâinâta
Geçip fânîden er bâkî hayâta
Safâ bul gark olup envâr-i zât'a
Yürü bülbül kadîmi âşiyâna

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 22.3.2016 10:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi