Dîvân-ı İlâhîyât 23

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 23

Nûr-ı Hakk'a baka bir gün ola ebsâr-ı kulûb
Umarız lutf u inâyet ede Mevlâ-yı Kerîm
Nefehât-ı keremi bir gün ola ede hubûb
Umarız lutf u inâyet ede Mevlâ-yı Kerîm

Pür-hevâ nefsin elinden n'idelim neyleyelim
Hak bilir hâlimizi hod kime ne söyleyelim
Geliniz imdi ulular yolunu soylayalım
Umarız lutf u inâyet ede Mevlâ-yı Kerîm

Nefs ü şeytâna zebûn eylemeye kullarını
Âşık u sâdıka âsân getire yollarını
Vara bülbülleri seyrân ede dost illerini
Umarız lutf u inâyet ede Mevlâ-yı Kerîm

Mülkü ko mâlike bak leyl ü nehâr eden odur
Cem'-i ezdâd edüben unsurı çâr eden odur
Âteşi gülşen edip düşmeni yâr eden odur
Umarız lutf u inâyet ede Mevlâ-yı Kerîm

Mahz-ı fazl ile esirgerse Hüdâyî'ye yeter
Nazar-ı lutfu ile kârı onar işi biter
Zâkiri zikr eder ol zikr eden envâra batar
Umarız lutf u inâyet ede Mevlâ-yı Kerîm

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 21.3.2016 10:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi