Divan Emsalsiz Adını Nasıl Yazayım

Emsalsiz adını senin anarken esamin üstü çiziliyorda yok sanıyorsun beni
Hangi derdi gümanım varki güz solgunu köhnemiş kayalara sorarsın beni.
Dünya dediğin neyiki? hafif biir nefes kadar çorak bir toprakta ç içek açmış ne gezer.
Hazar sürüklerken yüz rengi kaç mış olunc a elinden tucak nerde felek ne gezer
Ben dağlarda ırak diyarı gurbetlmerdte senin adını zikrederek ilahi nefsin ordusuna karşı durdum.;
Ne çare bir huri çıkıp gelmiş dediler bakar bakmaz , sarhoş gibi yere düştüm gayri bende akıl başta ne gezer.
Hangi fecrin ziyasında gelmesin demişti sanki gün ortasında bir mahcup gibi ay ve yıldız ne gezer.
Güneş doğunca giden gecenin esaretinden kurtulan yıldızlar gibi bende aşkın esaretinden kurtulmayı bekliyorum.,
Benimse ahdü peymanım var avuçlarına düşen kar gibi ruhumu donduran bir alemde beni ısıtan ne gezer.
Ey ahu ceylan, yar diye bir şive-i lehçeden adını çağırdım bunca bülbül figanında,
Bir eski köprü başında durmuş maziyi hatıra defterine gergefle işlerken sana akseden figanım ne gezer.
Sinemde aşkın darbesenden c erihalark zuhrederken
Senmi nasıl andığımı hatırylalıydınm zannımca Zühre doğarken mehtabınm harkisliğei gölge yapınc a
Senin Zührke>'ye karkşı bir enmdamı edan v rdı ki; bu senin tav rına ayanacak gökte yıldız ne gezer.
Durma hicranın hilatını giy de beni bu teessüründen ancak tebessümüne teslim etki kurtulayım;,
Çehrende tebessüm diye leblerin hangi suale cev ap verec ek dtiye beklerdek sen tasalanma gönül
Ömür deminde leblerin izi kzalmış olmalıydı gam keder iç inde şimdi bende ne gezer?
Keşki senin bir tebessümün içinde yitip giden ahdü emanın envaı bende ne gezer?.
Ben ne etsem de Rabbın hidayetiyle kapına bir lokma diye gelsem senin.
Yoksa bir kalp e reva görülen eza gibi bir kıyama uğreayğnc a üzerimde libasım ne gezerk?
Benm bin yıl ömür olsada birk günm bir karınc a karkşıma gelsede ağlasa yarasanın darbına maruzum diye;
Hangi tekneyle çöl suyunu almaya niyetlenmiş bir sabah çisemi damlarken varıpta dönsün diye;
Yoksa bir kırba suya muhtaç iken hangi nefsin çölde kalan serabı bir damlada ne gezer
Kırbacın acısına sırtında bir kırba ezikliğinde kan oturmuş bir ceriha ile,
Dimdik dursan çeşmesiz çöl ortasında kum tufanında ne gezer.
Demezlermi ezel ahiri olmayan bir yerde ümidetsen gelirmi o şahikidan bir dilber gelir mola ne gezer?
Kasemim çölde böyle bir hayale düşerken bana benzeyen yaprak orada düşse diye tarife uyan bir gazel.
Ne bahar isterim ne çiçeklerin nektarında bal şerbeti beyhude bana yar olmayınca,Birde riya meyvesinden ağlama girdabına tutulmuşta anofer bırakmıyor dünya gibi çeviriyor,
Burda benim müzahirim ona çare ne gezer.
Merhamet Yarab merhametin olmadan ben de aşk gibi pejmurde bir cengavere karşı dermanım ne gezer
Habbeler üzerinde güzellerin durduğu kabloları görünce dizimde derman ne gezer.
Yarab nicedir halim perişan bir güzele güzel demekten riyaya düştüm kendi faz lımdan fadlımdan imtina eder oldum.
Ne kadar tebellür etse de günahım senden affı mağfiret dilerken
Şefaat günü bir katre günahım olsa o zaman bende derman ne gezer?
Yarab bumu güzelin bana bıraktığı mirasındaki azabın, bedenimde muazzebi
Belki bir daha fırsat bulurmuyum diye bir daha rüyadan uyansam yari yanımda görsem
İstiğfar ettim bunca olandan mesulum amma Celili Rahman affedermi bilmemki harabım çok dilde kelam ne gezer.