-rüzgarında esmeyen bir zamana
çarpınca martı ne alkol oluyor ne su
başlıyor ömrün notasız çarpıntısı-
I
dişleriniz limonda.
yorgun bir fahişenin makaslanmış
saçlarında savruluyor dünya.
siyah ve siyah bir tablonun
dokunulmaz renklerinde çılgın
buharlaşıp uçuyorsun kendinde.
kendiyokluğundan öte biryere
-kayıpgidenyıldızlar-
hani şu dilinin ucuna dolanıp da tüküremediğin
en ortalık yerleri senaryoların.
hangi dönencesindeyiz yaşamın.
hangi nehrin ölüsuyunda vaftiz
ellerimiz kendiritminden uzak
nasıl bir duyumun seyrine mülteci.
‘bilmecemsi bir şeyler falan, değil yaşanan
kaç kez çaldıysa telefon gittim lavaboları kirlettim.
II
koşacakken kapılardan kapılara
yakalanır düşersin sonrasızlığın kapanına.
elinin altı yok.ve artık hiçbir kapıya uymaz anahtar
elinin üstünde düğümlenir nehir.
III
denizin ayakuçlarında boğulmuş bir çığlık gibi çıplak
tünellerden tünellere dökülüyor yollar.
Sonsuzluğuna kapanıyor en işlek yerinde cadde.
camların ardında çınlıyor gece.
-siyah ve bir lekenin bitkisel karşıkoyuşu güne
kendinetutkun günbatımları.
oltanın ucunda dilegelişi belleğin
moraran gözkapakları:titreşim ve kül_
sessiz bir şarkı olarak dinliyorum gövdeni
uzanıp dudaklarına.bir çocuğun gözlerinden
sürgün yağmurlara arasından
hep gözleriyle bakan o kadına.o kadının çocukluğuna.
IV
dişleriniz limonda.
yanıyordu yanıyordu nehirler
yorgun fahişenin makaslanmış saçlarında.
naylon akşamlarında yapışkan kentlerin
esrik adamlar karton kadınlarla oynaşıyor.
yaktığı kitapların yangınından ısınan travesti
gecenin renksizliğine inat tutsak yüzünü
icra ediyor salaş meyhanelerde.
görüntüsünden.bir kedi kıramadığı aynalarda
objektif.objektiften kaçamıyor.kurtuluyor
tam da bir sinek objektife.
buluttan bir orkestranın görünmez çalgıcısı: ay
yıllanmış kontrbasıyla sevişiyor
kayan her yıldız gecesinde.
V
kalsın.ayıklama.hepsi bildik kehanetler zinciri
biri ötekinden kuyruk biçiminde ayrılan
uçan atlar ve her keloğlanın keloğlan olduğu
birinin sustuğu yerde ötekinin raksettiği söylenen
yüksek geriliminden rivayetin
zaten kırılmış olan o kaburga kemikleri…
elleri ve gövdeleri.ve en ücra yerleri beynin
yani şifrelenmiş genleri.
işte siz. keloğlanlar!
en ortalık yerleri senaryoların
uzanıpdüşürün yere tapındığınız güneşleri.
Kayıt Tarihi : 5.12.2007 11:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
nereye düştüğünü göster de bileyeyim sesini
jiletine kesik arayan o travestinin
o küt nefesini uzatıp durduğu yerden
hüküm sürdüğün keloğlanların başlarında
kaç zamandır kazıyorsun şu muğlak dünyanı
insem bir ritim aşağına
binsem yelinin bir durak aşağısındaki noktana
tin
tin
tin
heyula mı derlerdi bana
kızaran hülyalarından
kaç biçimlidir bu kaftan
bilsinler ki insan
insan olalı hiç böyle kemirmezdi
noktanın yüzünü tam orta noktasından
..
şiir olsun da ister ali olsun ister veli
sana da dokunur o sessiz rüzgâr deli deli
..
beğeni ile saygılar
Devrimci düşünce ile:
“… nerede bir devlet ve iktidar varsa orada bir temsil edilmeyen ve üstü çizilen, sistemle yaralanmış ve iki nefes arası yaşayan mağdur birilerinden söz edilmekte, dolayısıyla mağdur edilenlerin direnişinden de.”
İktidarsız bir iktidar…
Yönetimsiz bir yönetim…
İlkel toplum olunsaydı belki.
Gelişigüzellik olabilir, günü ve anın akışına bırakırdı, insan kendini ve öylece yaşardı.
On binlerce yıl geçmiş, gelişmeler ve ilerlemeler insanı belli noktalara getirmiş.
Tabii, dolayısıyla dili ve edebiyatı da…
*
Şiir dilinde de devrimci bir başkaldırı olmalı. Katmalı, katıştırmalı kelimeler birbirine. Yani bir şeyler çıkar mı, çıkartır mıyız diye…
Hem, gelişmişliğin en üst noktasına gelinmişken bütün bunlara baş kaldırıp yeniden başa dönmek ve yeniden geliştirmeye çalışmak. Devrimci bir algı ve düşünceyle…
Niye mi böyle düşünüyorum?
“KENDİYOKLUĞUNDAN öte BİRYERE
-KAYIPGİDENYILDIZLAR-“
…
hangi nehrin ÖLÜSUYUNDA vaftiz
ellerimiz KENDİRİTMİNDEN uzak
…
-siyah ve bir lekenin bitkisel KARŞIKOYUŞU güne
KENDİNETUTKUN GÜNBATIMLARI.
oltanın ucunda DİLEGELİŞİ belleğin
moraran GÖZKAPAKLARI:titreşim ve kül_ “
Yukarda, şiirden aldığım dizelerde BÜYÜK HARFLERE DÖNÜŞTÜRDÜĞÜM KELİMELERE dikkatinizi çekmek istedim, dikkatinizi.
Şimdi bu konuyla, dille ilgili şiirin şairinin görüşlerine bir bakalım.
“… burada hemen unutmadan şu notu düşmeliyiz: şiir her ne kadar sözcükleri azaltma ve eksiltme işlemi olarak görülse de aynı zamanda bir artırma işlemi olarak da düşünülebilmeli ki dil denen tahakkümcü yapıyı ne kadar bozguna uğratırsak o kadar şiire ve şiirsel deneyimleme imkânlarına yaklaşmış oluruz. bu bağlamda, fazladan bir h harfiyle siyah, hem şiirin bir yapı bozumu hem de geleceğin geçmişine bir ağıt olarak gördüğüm tamamlanmamış ve yenilgiyle sonuçlanan eylemlerimizin (ki tamamlanmamış olmasıyla da hala bir ütopya imkanını, potansiyelini içinde barındıran, spartaküs’ten paris komününe, ispanyol devriminden kağıtsızlara, tüm pratiklerin) dili olarak görülmeli.”
*
Şimdi ne demek gerekiyor, bilemiyorum…
Tekrar altüst edip her şeyi, sonra yeni baştan toparlamak mı özgürlük?
Devirip kaldırmak mı?
Devirmek…
Var olan bütün düzeni, nizamı, yönetimi, iktidarı…
Var olan bütün kaideleri, kuralları, geleneği, göreneği, alışılmışı, temayülü…
Deviricilik…
Devirim/cilik…
*
“H. Ş.- “devrim içimizdedir.”
S. U.- çarmıh ve sehpa gizlice el değiştirir
ve koparılan her sayfanın yerine
siyah bir dipnot eklenir
devrim içimizdedir.
H. Ş.- eklemek istediklerin?
S. U.- sınırları ve sınırlamaları ihlal ederken bir şeyi ise hiç ihmal etmez şiir: yaşadığı ve üzerinde durduğu her yer bir gün mutlaka yadsınacak olandır. ŞİİRİN BAŞLADIĞI YERDE, YADSIMA EYLEMİ DE BAŞLAR VE ŞİİRE İLİŞKİN TÜM ÜNİFORMALAR YIRTILIR. TABİİ Kİ EN BAŞTA DİL. KAYBEDENLERİN, TEMSİL EDİLMEYENLERİN, ÖTEKİLERİN, MÜLKSÜZLERİN, -KARA KAMUNUN- YANİ YENİ BARBARLARIN VİCDANI. İKTİDARLARIN ŞEFFAF, STERİL, NAYLON VİCDANLARININ KARŞISINA KARA KAMUNUN, ÖZGÜRLÜĞÜN VİCDANINI KOYUYORUZ. işte bunca etik, estetik cinayetin arasında şiire düşen bu kara vicdanın sesi olmaktır.”
*
Yukarıdaki cümlelerden anlaşılacağı üzere, şaire göre şiir: “KARA VİCDANIN SESİ OLMAKTIR”
*
Hep kendilerini başkalaştırılmış hissedenler, ötekileştirenler, ezilmiş görenler, çiğnenmiş, yok sayılmış zannına kapılanlar, iktidar olduklarında nasıl davranırlar?
Bu öfkeyle, böylesine her şeyi yerle yeksan edip yeniden düzeltme düşüncesiyle sanırım insanlık da önce devrilir, sonra yerden kaldırılmaya çalışılır.
NOT:
“TIRNAK İÇİNE ALINMIŞ KISIMLAR ŞAİRİN BİR SÖYLEŞİSİNDEN ALINMIŞTIR”
Sevgi ve saygılarımla…
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
ekmek tekneniz.. maymununuzun.. tuvalet aliskanligi edinmesinden tutun..
ne tur bir besleme porigrami izlemek gerektigine dair..
belli basli kaidelere riayet etmek zorundasiniz..
parazitten korumak icin pire tasmasi.. uzerinde cok rukus durmuyacak bir kiyafet..
ve asilarini duzenli yaptirip.. slk slk tuylerini fircalamali.. titizlik itina gostermek zorundasiniz..
kalkar metabolizmasinin.. kabul etmiyecegi.. kiyma et ile besliyemez.. muz vermek zorunda.. findik fistik atmak zorundasiniz..
siz baklayi kabugu ile versenizde.. o icini ayiklar..
siirde boyledir.. titizlik ve itina ile.. sozcukler ayiklanmali.. igreti ve kasinti duran dizeler.. siirden elenmeli..
samimi icten.. yalin duru berrak soz ilee.. tornistan edilmeli..
birakin sairi.. adam gercek bir laf cambazidir.. kalemi ile maymun oynatir.. adami sevmessiniz.. gicik kapar iskillenirsiniz.. ama her zaman yazisini okumadan edemezsiniz.. sair.. siiri oyle isleyecekki.. seneler sonra bile basvurulacak kaynak olmalidir..
dogada.. muz.. muz agacinin verdigi bir urundur..
dogada kakao.. bir agacin verdigi urundur..
yaratici guc kuvvet.. bizi agaclardan turlu ot bitkilerden besler.. bunlar dogal oldugu icin urundur..
tavuk urun verdigini bilmeksizin yumurta..
inek sut..
sair siir uretir..
sair olmayan ise.. kimi urunleri.. belirli kural kaide ile..
bir olcek muz.. iki fiske seker.. yarim avuc kakao.. muzlu cikolata imaline girisir..
siz tatli tatli yenecek siir muhtevasi icine.. oksimoron.. karabiber.. pul biber serpmemeli..
illede bitter olacak diyorsaniz.. kakaouyu yakmadan kavurmali.. sekeri kavurup yurek harinizda karamelize etmelisiniz..
eger kural disi cikip.. kakao yagi ile yapmaz.. bitkisel sivi yag katarsaniz.. dogalliktan ayrilir samimiyetten irarsaniz.. kokolin olur.. cikolata olmaz olamaz.. illede.. dogal seker.. glikoz sakkaroz tur inverter surup katilmamali..
okur onu yaliyacak.. tadi damaginda kalicak.. imalat sonucu olusmus mamul dahi olsa.. tat sarhoslugu ile.. o onu urun olarak algiliyacak..
efendim titizlikle hazirlanmis.. pralin kalitesi ile.. kaliba dokulmus.. kokusu aromasi ile.. dimak ve damagimda.. lezzet patlamasi yapan..
bu bu tekrar tekrar okuyup.. tadina kanamadigim.. tat alma duygumu yitirdigim.. mukemmelite onunde saygi ile egiliyor.. tekrar tekrar kutluyorum.. iyiki varsiniz.. siz hep yazin.. daha daha cok yazin.. siir tattirdiniz bana.. saygilarim.. derin hormetlerimle..
TÜM YORUMLAR (15)