Dişi Domuz (Sylvia Plath)

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Dişi Domuz (Sylvia Plath)

Komşumuzun o büyük dişi domuzunu
Yetiştirmeyi nasıl becerdiğini Tanrı bilir:
O hinoğlu gizi ne idiyse, gizledi

Aynı şekilde
Büyük dişi domuzunu – kapatılmıştı ahalinin bakışına,
Ödül kurdelesine ve domuz gösterisine.

Fakat bir akşam alacasında sorularımız gezintiye yöneltti bizi;
Fenerle aydınlatılmış ahırların labirentleri arasından,
Domuz ahırının göçmüş kapısının üst sövesinden

Şaşkınlıkla bakmak için:
Tutumlu çocukların kuruşlarını atabileceği
Üstü delikli, gül renkli ve tarlakuşu izli porselen memeli domuz

Değildi bu; bir maydanoz halesi içinde
Birinci sınıf et ve altın renginde çıtır kavrulmuş deri olarak
Yüceltilebilecek,

Sırtı kaşağılanacak toy domuz da değildi bu.
Sıradan ahır avlularının domuzlarından da değildi.
Kir bulaşmış, havayla şişmiş,

Burnunun gemisinde dikeni ve yabani otu ağırca çiğneyen
Hareket halindeki bir dolgun süt fıçısı da değildi, ki hurda karinasını
Etrafını kuşatan, bir batında doğmuş hızlı ayaklı ahmaklar

O pembe memelerden bir yudum için
Ciyaklayarak durdurabilsin. Hayır. Brobdingnag hacmiyle
Siyah gübrede karnı üstü yayılan

Muazzam bir dişi domuzdur bu.
Şişko kösnül gözleri
Düşle örtülü. Hangi kadim domuzluk istemezdi ki

Bu büyük domuz anasına
Bütünüyle sahip olmayı! Şu dişi domuzun kösnüsüne
Apışacak denli enfes, dehşet verici kıllı bir yabandomuzuyla

Çarpışmanın koruluğunda lime lime olmuş
Atsız, miğferli ve göğsü zırhlı
Bir şövalye belirdi hayranlığımızla.

Ne ki, ıslık çaldı bizim çiftçi,
Sonra, kütletti fıçının ensesine şakacı bir yumrukla.
Ve yeşil ağaçlığı kaldırarak

Siperlendi domuz, kuru çamur gibi dökülmeye bıraktı efsaneyi,
Yavaşça, homurtu üstüne
Homurtuyla, titreşen ışıkta yükseldi biçimlendirerek

Muazzam açgözlü
Bir anıtı, ki bu büyük domuz
Mutfak artıklarından oluşan iftarını

Arzulasa da geri çevirmişti ve sınırlama hissetmeyince
Sulu yal tıkınmaya başladı gene
Yedi denizin dalgasıyla ve bütün kıtaların depremiyle.

[1957]

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 24.11.2008 07:12:00
Hikayesi:


Sow by Sylvia Plath God knows how our neighbor managed to breed His great sow: Whatever his shrewd secret, he kept it hid In the same way He kept the sow - impounded from public stare, Prize ribbon and pig show. But one dusk our questions commended us to a tour Through his lantern-lit Maze of barns to the lintel of the sunk sty door To gape at it: This was no rose-and-larkspurred china suckling With a penny slot For thrift children, nor dolt pig ripe for heckling, About to be Glorified for prime flesh and golden crackling In a parsley halo; Nor even one of the common barnyard sows, Mire-smirched, blowzy, Maunching thistle and knotweed on her snout-cruise- Bloat tun of milk On the move, hedged by a litter of feat-foot ninnies Shrilling her hulk To halt for a swig at the pink teats. No. This vast Brobdingnag bulk Of a sow lounged belly-bedded on that black compost, Fat-rutted eyes Dream-filmed. What a vision of ancient hoghood must Thus wholly engross The great grandam! - our marvel blazoned a knight, Helmed, in cuirass, Unhorsed and shredded in the grove of combat By a grisly-bristled Boar, fabulous enough to straddle that sow's heat. But our farmer whistled, Then, with a jocular fist thwacked the barrel nape, And the green-copse-castled Pig hove, letting legend like dried mud drop, Slowly, grunt On grunt, up in the flickering light to shape A monument Prodigious in gluttonies as that hog whose want Made lean Lent Of kitchen slops and, stomaching no constraint, Proceeded to swill The seven troughed seas and every earthquaking continent. [1957]

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy