Dışarı da coşkulu telli duvaklı bir bahar,
Deniz ve gökyüzü tek vücut
Öpüşür mavi, mavi
Toprak ne de cömert insana inat
Sevgisizliğe inat
Dökmüş orta yere tüm renkleriyle yüreğini
Salınır rüzgarda bir o yana, bir bu yana
Yeşil, yeşil, mavilikleri okşar gibi
Bir başka gülümsüyor güneş,
Bir kaç beyaz mı beyaz buluta rağmen
Tatlı, sıcak.
Ve güneşin gözünde
Gizemli çırılçıplak bir kadına benzer
Tüm renkli giyisilerine rağmen toprak.
Kuşlar, kelebekler, börtü böcekler
Ne kadarda sevgi dolu, özgür
Ve bayram yerindeki çocuklar gibi telaşlı,
Çocuklar gibi neşeli
Kuşlar sanki hiç durmadan, duraksamadan
Süzülüp duruyorlar çocuk telaşında
Bir mavili, bir yeşilli
Ve insanlara inat
Baharları en güzel biz yaşarız der gibi
Dışarı da coşkulu telli duvaklı gelin gibi bir bahar var,
Geçip gidiyor ömür dediğin baharlara doyamadan.
Kim bilir ömrümüz de daha kaç bahar var?
Son göreceğim mevsimde olsan ey bahar
Seni bir kez daha içime çektim,
Son kez derin bir nefes gibi;
İstanbul’un sapsarı çiçekleri olan tepesinden
Sevgiliye el sallayıp uzak diyarlara gider gibi
Bu gün içim bahar dışım bahar sevdiğim
Ama sen yoksun,
Bir yanım kurşun yemiş gibi kanar.
Sensiz baharın derin sularda boğulurcasına su yutarken
Bir nefes almak gibi tadımı var.
Dışarı da telli duvaklı gelin gibi bir bahar
Tüm kapılarını yüzüme çarparcasına
Bir kez daha ömrümden geçip gidiyor;
Bir mapusun yüzüne çarpar gibi.
Bu ömür coşkulu telli duvaklı bir gelin gibi
Nice baharlar bekler,
Yuvasında yeni doğmuş aç kuşların annelerini beklediği gibi.
Yeni bir bahar gelmese sevdiğim,
Geçip giden bahara bir çıra gibi yansan neye yarar…
Kayıt Tarihi : 16.3.2009 20:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)