Dirlik Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Dirlik

Sevdası düşmüşse
Kor yakışla imanın
Ve kül edişle vatanın
Biri birinden çıkardı
Şevkle atanın

Eğer bir bilinç hali ise
Pır pır, imanı heyecana katanın
Yer bulamaz yoksa
Sevinmesi olduğu gibi
Seziminde dahi, koşulmaya da
İmdadını duyanında vatanın

Hey hat
Yaman duymakta var imiş
İnancın gibi vatanını
Vatanın gibi de inancını
Yüceltmek varken

Yaralandım!
Taşıyacakken bir yanım
Bir yanımı.
Sürünmede
Gafletin sessizliğinde

Hiç tam olmayacak mı
Müşkülem.
Kendisini aşamayan
Birlik yapıp akmaz.
Tanrısal duyuşla
Hüccetine de bakmaz

Vatan,
Tutuşabildiği kadar sevgi
Sevgi,
Duyabildiği kadar inançtır.

09.09.2008

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 29.9.2008 12:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Antolojide, bu diyeceğim hep yapılıyordu. Yani ulusal bayramlar yazılı mesajlarla tebrik edilir bir uygulama olmuyordu. Ya da uygulanıyordu da, Arşimet paradoksu gibi ben farkında değildim! Bu yıl (2008'de) ramazanın 30 Ağustos Zafer Bayramıyla; hemen hemen aynı güne denk gelmesi, paradoksun ayırımına varmamı sağladı. İki güzelliğin bir arada yaşanır olması, elbette bir katmerli mutluluktu. İnançlarımız evrensel olacak olan insan özenenli bir duyarlılıktır. Var oluşumuzun erincini, evrensel varlığa katılmakla duyarız. Bu tür kutlu günlerin haz ve mutlulukları, ilgilileriyle, ulusal yerelliklerle yaşanır. İnançsal ve ulusal günlere ilişkin sevinç ve kutlama algıları, bu eğilimler içinde olan Dünya halkları ve Dünya toplumları arasındaki, ortak benzerlikleridir. Ortak evrenselliğin ülkeler bazında ve ülkeler özelinde uygulanması, yerel ölçekte, bizim gibi olup, bizim gibi davranacaklarını hemen çıkarmalıyız. Yerel özelliklere sahipleniş, benzer ortak algılardan dolayı evrensel olana sahip çıkıştır. İnanççı günlerimiz ve ulusal günlerimiz, evrensel olana gidişin ilk basamağıdırlar. Ancak gelen yazılar hep kandil ve ramazanı kutlama ve tebriki mesajlarıydı. Burada yanlış ve ters olan bir şey yoktur. Fakat Zafer Bayramına ilişkin, aynı sorumluluk ve algı sevinçleşmesinden, aydın kimlikli değerli şair ve yazar arkadaşların, hiç bahis etmez oluşları gözden kaçıyordu. Bu benim kendi antoloji yazışma grubumdakilerden tespit ettiğim tutumdu. Eğer bu bir tutumsa, ikisine de yönelim olmalıydı. Düşündüm, acaba Anadolu mücadelesi, bana karşı verilmişti de, benim haberim mi yoktu? Onun için mi tebrik mesajları gelmiyordu! Ben bunun ezilmesini taşımayayım diye mi, Zafer bayramından hiç bahis yoktu? Yok, eğer ben bu ülkenin, dolaylı yoldan, işgalini istedimdi de, ya da işgali destekledimdi de, işgalcilere atılan her tokatta, bana da şaklayan bir pay mı vardı da, kırılmamı istemiyorlardı? Denize dökülenlerin torunuydum da, bunun kuyruk acısı olan öfkesini mi taşıyordum da beni gücendirmiyorlardı? Geçmiş kötü saldırgan anıların bendeki olumsuz hatırlamaları çağrıştırır olacağı nedenle mi, nazik insanlarca nezakete tabi oluyordum? Ya da bu türden algı yitimleri yüzünden sevinemiyor muydum da, beni üzmek istemediler diye düşündüm(!) Yine düşündüm: Nasıl kendimize bu kadar yabancılaşır, duyarsız kalabilirdik? Evrensel oluşlara, çevresel oluşumla beliremeden, nasıl katılabilirdim? Toplumu ve halkı ilgileyen sevinme günlerinde, evrensel olana saygı duyamamak, müdrik Tanrı kulu olmanın şuurunu, ancak has bel kader ve bir sıradan duyarlılıkla mı taşıyordum ki diye düşünceyi içimden geçirdim? Tabii ki, birinci yanımız, inanca değin kutlamalarımız, günler önceden beri, çokça dile gelmişti. Ben de sıradan bir alışma şartlanması olmasın diye, ikinci (ulusal bayram kutlamalarını) yanını ihmal edenlere; birinci yanımızın yanında, ikinci yanımızın da var olduğunu, yani ikinci yanımızı da, hatırlatmak için; değerli gönüldeşlerime ya da paylaşım arkadaşlarıma, aşağıdaki mesajı yazdım. Zafer bayramlarına ilişkin, tebrik mesajını gönderdim. Ancak 200 kişiden 25 kişinin cevabi, ilgisine tabii olduk! Anladım ki durum unutmanın bir ihmali oluşuyla ya da benim kuruntularımla (!) ilgili değildi. Bir insanın, bir yanını yüceltip, diğer bir yanını sürüyerek, dik durmak istemesinin yanılgısıydı, bence bu? Kandil kutlamaları ve dini bayram kutlamalarına değin mesajların, uyarıcı dikkat yöneyleştirici olması nedeni ile yazışmalarımızı paylaştığım arkadaşlara, alttaki tebrik mesajını gönderdim. Bir ulusun, kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesindeki, azim ve kararlılığın ifadesi; Zafer Bayramıyla ortaya konulmuştur. Bu zafer sürecimiz, ulusal mücadelemizin ikinci bir aşaması olacak olan, aydınlanma meşalesinin yakılmasına gidecek yolu da bizlere sağlamıştır. Ulusal aydınlanma süreçlerimizi devamlı kılacak olan, toplumsal muktedirliklerimizin oluşmasını kolaylayan, 30 Ağustos Zafer Bayramı; ulusumuza ve necip halkımıza, kutlu olsun. Zafer Bayramı ışıklar getirsin efendim. Erdem ve saygılarımla... Ağustos 2008

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Öcal
    Osman Öcal

    Vatan,
    Tutuşabildiği kadar sevgi
    Sevgi,
    Duyabildiği kadar inançtır.

    KUTLUYORUM HOCAM.KALEMİNİZ DAİM OLSUN.SELAM VE DUA İLE.

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan

    Dirlik,sevginin duyulabildiği,sevginin vatanını bütün dokularına sızdığı zaman gerçekleşebileceğine değgin kararlı bir inancı okuyorum dizelerde..Kendisini aşmayı,müşküllerinden arınmayı bilenlerin,gafletten ıraklaşmış insanlarla barış içinde bir arada yaşayabilmenin güvencesidir dirlik..
    O'na bugün öyle gereksinimiz var ki..
    Şairi kutluyorum.

    Erdemle.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Bayram Kaya