Bir şafak muştusu bu, ufkun mavi tülünden.
Guruba sinen güneş, bak doğuyor külünden.
Gece döndü, gün açtı, demir aldık gideriz.
Dün geçti, yol yarına, yürüyen neferleriz.
Yükümüz barış bizim, gayrı almaz bu kervan.
Yola revan olmuşuz, bize aşıktır zaman.
Karar bizim, yol bizim, pusulalar duracak.
Hira’dan gelen mühür, zulmete gem vuracak.
Uhuvvet şiarımız, tefrika vurmaz bizi.
Aktığımız mecranın gökte çizilmiş izi.
Kıtalar aşacağız, bizi tutmaz ki mekan.
Kalem bizim, kâl bizim, bize yazılmaz ferman.
Dua dua sesimiz, göğe bakar kubbeler.
Yerlerden göğe akan, kalemden minareler.
Mihrapta Süleyman var, minberde Selahaddin.
Bize ilhamdır Sinan, bize secde gâh zemin.
Mazlumun sesiyiz biz, yağmurdan bir zerreyiz.
Zalimin sultasına, çelik yumruk darbeyiz.
Bir şafak muştusu bu, ufkun mavi tülünden.
Guruba sinen güneş, bak doğuyor külünden.
Abdurrahman KIRIKÇI
Nisan / 2018
Abdurrahman Kırıkçı
Kayıt Tarihi : 21.4.2018 01:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!