DİRİLİŞ
Düşer Eylül yapraklarından,
ömrün mavi transına,
bir damla kan...
Çizgilerle yolumun,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
FERYAT
Yüz bin mihnet ile diktim üç fidan,
Sam vurdu, kuruttu, yel aldı, gitti.
Derdimi sormadı tatlı uykudan,
Hayali, sükûtu el aldı, gitti.
Çocuk gibi kollarımda uyuttum,
Mihnet ile cefa ile büyüttüm,
Usul usul, nazlı nazlı yürüttüm,
Çiçeği burnunda sel aldı, gitti.
Bilmez miyim toplumdaki yerimi?
Koçlar inekleşir söker derimi,
Dikip, suladığım çiçeklerimi,
Allah’a isyankâr kul aldı, gitti.
Ah dedim, ah çektim gönlümde eyvah!
Dilimde besmele, sabırsa silah,
Baktı ki gün doğup, gelmede sabah,
Hayırsız, pelesenk dil aldı, gitti.
Kaleli ah eder, kimin neyine,
Kasvetim, hicranım üstümde yine,
Yönümü dönmüştüm Erkam evine,
Batıla uzanan yol aldı, gitti.
Duyguların, idealizmin ilmek ilmek örüldüğü şiirler okuyorum.
Sizi tanımama vesile olandan ve sizden Allah razı olsun!
selam ile.
Düşer Eylül yapraklarından,
ömrün mavi transına,
bir damla kan...
Çizgilerle yolumun,
çıkacağı yere,
sorgu evlerine İstanbul’un...
___Yusuf Yüzlüler'e selam olsun...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta