Elim kaç kere gitti telefona biliyor musun.? Kaç kere kahrettim umursamazlığına. Beynimi kemiren uykusuzluğuna rağmen mantığım kaç kere ”Biraz sevseydi önemserdi sözlerimi,çeki düzen verirdi hareketlerine,üzmezdi bizi.” dedi durdu biliyor musun.?
Kendi kendimi yemekle bir yere varamıyorum. Alıp başımı dışarı çıkıyorum,dolaştığım mağazaların vitrinlerinde ne gördüğümü hatırlamıyorum. Korkarım tekrardan sigaraya başlayacağım. Belki yükümü azaltır. Zira kendimi bile taşıyamıyorum.
Günün hemen her saatinde “acaba şimdi ne yapıyordur” düşüncesi aklıma hakimiyet kurmuş resmen. İşten çıkış saatlerini, eve kaçta vardığını, haftasonları harfiyen ne yaptığını, en çok hangi yemeği sevdiğini, balığın en tazesini nereden aldığını bilmek ne acı. En kötüsü de bensizliğe rağmen arkadaşlarınla gülmen.
Biliyorum bu satırları okumaya zaman bulamayacaksın. Çünkü daima aşk sandığın yalanları yüreğinde süzmekle meşgul olacaksın. Hüznü, sabrı, şükrü öğrenmenin yitik diyarlarında lal değen dillerim sensizliği yad ederken, demini almamış yüreklerde tütmeye koşacaksın.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.