Elim kaç kere gitti telefona biliyor musun.? Kaç kere kahrettim umursamazlığına. Beynimi kemiren uykusuzluğuna rağmen mantığım kaç kere ”Biraz sevseydi önemserdi sözlerimi,çeki düzen verirdi hareketlerine,üzmezdi bizi.” dedi durdu biliyor musun.?
Kendi kendimi yemekle bir yere varamıyorum. Alıp başımı dışarı çıkıyorum,dolaştığım mağazaların vitrinlerinde ne gördüğümü hatırlamıyorum. Korkarım tekrardan sigaraya başlayacağım. Belki yükümü azaltır. Zira kendimi bile taşıyamıyorum.
Günün hemen her saatinde “acaba şimdi ne yapıyordur” düşüncesi aklıma hakimiyet kurmuş resmen. İşten çıkış saatlerini, eve kaçta vardığını, haftasonları harfiyen ne yaptığını, en çok hangi yemeği sevdiğini, balığın en tazesini nereden aldığını bilmek ne acı. En kötüsü de bensizliğe rağmen arkadaşlarınla gülmen.
Biliyorum bu satırları okumaya zaman bulamayacaksın. Çünkü daima aşk sandığın yalanları yüreğinde süzmekle meşgul olacaksın. Hüznü, sabrı, şükrü öğrenmenin yitik diyarlarında lal değen dillerim sensizliği yad ederken, demini almamış yüreklerde tütmeye koşacaksın.
Varsın bundan gayrı şiirlerimin cümleleri bükülsün. Kanlı bir meydan muharebesinin ortasına düşsün gönül ve son nefesine dek yenilmişliğine üzülsün. Çilekeş bir hazan yaprağının makus talihine benzesin ömrüm. Aylar yılları kovaladıkça senden daha bir uzağa düşsün. Varsın adı aşk diye anılan hiçbir hikayede yer almasın adımız. Ben yinede sendeyim. Gözlerinin kahvesine sığdırdığım gökkuşağının yedi renginin hürmetine D İ R E N M E K T E Y İ M ……….
Sevmeyi öğrenmeden kalp kırmayı öğrenmiş olan biriyle baş edemezsin gönül...! ! !
Kayıt Tarihi : 7.11.2016 18:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ah Min-el Aşk