Ben bir kuyuyum derin mi derin
Yosun tutmuş öyküsü çilenin
Aylar, yıllar geçiyor
İçime kimseler eğilmiyor
Su çekmiyor kovamdan, içmiyor
Oysa suyum serin mi serin
Kimseler bilmiyor.
Böyle mi olmalı benim kaderim
Dışıma taşmak
Çoban ayakları okşamak isterim
Kana içilmek isterim...
Neden düşmüyor içime
Dost bir insan gölgesi?
Yıllardır duyduğum
Hep köpek uluması, kurt sesi.
Ne olur yanı başımdan bir kişi geçse
Varsın beğenmesin suyumu
Çekmesin, kırsın kovamı
Ama bir yudumcuk içse...
Kayıt Tarihi : 4.1.2006 22:07:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
belki de derinlikde ki giz de saklı gölgenin bile olmaması... güzel şiir...tebrikler...
Terkedilmişliğimizi ve yaşlılığımızı.
Akşam vakitlerinde evde otururken kapımızı biri çalsa diye çılgınca beklemeyi.
Kuyular kırların, köylerin hatta dağların su ile özdeşleşmiş simgesiydi. Kiminde çıkırıkla, kiminin ipin ucuna bağlanmış kova ile doğrudan, kimininki uzuncu bir sırığın indirilip kaldırılan mesafesiyle suyu yukarı çekilip içilirdi kuyuların.
Ve hepsinin yanında ya ağaçtan yada taştan oyma bir ahırı bulunurdu, hayvanların su içmesi için.
Şair hüzünlenmiş, 'Ne olur yanı başımdan bir kişi geçse' diyor. Yıllardır duyduğu kurt, köpek ulumalarını bile özlemiş. Bir yudum suyum içilsin istiyor kuyu. Aylar yıllar geçmiş kimse eğilip bakmıyor suyunu.
Oysa eğilip bakıldığında dipteki su gümüşi kımıldar, parlar size selam verir sevinirdi eskiden.
Çok çobanlar geçerdi o kuyuların yanından. Yüzlerini ellerini ayaklarını yıkarlardı.
Yarattığınız çağrışımlara sağlık, güzel şiirinizle sayın öğretmenim.
Ramazan Topoğlu
TÜM YORUMLAR (3)