Uçurum gözlerinden bakarken intihar denizine
İki kişilik bir vurgun sandalında kaybettim seni
İçimde iç çekişen sensizlik ve günlerimin çaresiz
Bekleyişi ya bir vuslata gebe ya da bir cinayete
Tenha sokaklarda çıldırtan bu çığlıklar
Kahredesi yalnızlığı yadsıyor düşlerime
Ummadığım bir sebeple mutlak bir noktaya bakan
resimlerim bile kalmış kuytularda
ve körolası vurgun saatleri akrebini bulurken
yelkovanın açısında ben sana dönüyorum
Bu kentin tüm ışıkları,
Acemi bir şair parlaklığında yanarken kanayan denizlerde
Sendelenen bir sandalın savruluşuyla uyanıyor yeni güne
Hayatımın sol anahtarıydın sen ama hep kilitli kaldın
Bense yoksul saraylarında ve salaş meyhanelerde ağırladım sabahlarımı
Üstüme devrilen bu sağır duvarlar sensizliği yazıyor anlıma
Altı çizili büyük harflerle yazılmış satırlara sen diye haykırıyorum
Ama bağırdığım tüm duvarlar sen diye yankılanıyor
Depremlerle sallanmış pişman kolonlar ve yorgun direklerle
Ve kanla yazılı bir sonun, ölümün başlangıcıyım karanlıklarda
Düşünü kuramadığım bir rüyanın kabusu oluyorsun
Adresi belirsiz bir mektubun postacısı
Gülüşün demirlemiş gözlerime ve sen susuyorsun
Eksik bir ad dolanmış dilime bir türkü olmuş
Sense hayatıma düşülmüş bir dipnotmuşsun…
Gaziantep - 05.01.2004
Gültekin YazıcıKayıt Tarihi : 29.1.2007 20:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!