Bir harap gül bahçesidir kalbim
Derin ve şifasız yaralarla dolu
Ben vakur bahçıvan değilim
Sırtım dünden kalan bıçaklarla dolu
Bir mavi denizdir gözlerin
Yüreğinden yüreğime bir vuslat yolu
Bir gamlı balıkçı gibidir sözlerin
Aktıkça ağzından kalbimin kırılır eli kolu
Sen dumanlı bir dağ gibisin
Sevdam bir kartal misali doruklarında yaşar
Şu dermansız derdimin baş tabibisin
Hasretimi tutamam sazımdan sözümden taşar
Görkemli şehirlerdir senin evin
Adını hatırlıyor gibi kimsesiz sokaklar
Matemini gizliyor adeta bir perde gibi perçemin
Gözyaşlarınla can bulmuş çam başında kozalaklar
Söyle bana hangi ilaç unutturur seni
Hasretini dağlayacak kor var mıdır
Hangi şarkı hangi şiir avutur beni
Yoksa bana senden başka yol var mıdır
Bir hırçın Irmak gibiyim
Bendimden taştım sığamıyorum
Bir karanlık zindanın en dibiyim
Ayağımda prangalarla sana varamıyorum
Bir deli poyraz gibiyim
Aşamam başında dumanı tüteni dağlardan
Eski Lehçede yazılmış bir mektup gibiyim
Yıllara,yollara yenik düşmüşüm eski çağlardan
Anlat bana nedir sende ki bu nefret
Kanlı gözyaşlarımla bir mektup yaz bana
Sen bilmeyende görmesende dinmez bu hasret
Kirpiklerine gökyüzünde bir resim çiz bana
Ölümün haysiyetsiz kollarında
Yorgun bedenim için bir mezar eşele
Vuslattın puslu yollarında
Sonunda varsın diye koşmaktayım alelacele
Bitti bendeki bu efkar hali
Bitti sensiz geçen her sancılı gecem
Ben haykırdım sen duymadın duydu bütün ahali
Artık sana ulaşamaz sessiz hecem
Kayıt Tarihi : 25.5.2023 23:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!