Dinlence ve gece öyküleri...

Zafer Zengin Etnika
1608

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Dinlence ve gece öyküleri...

dün gece;

yine yağmur yağmadı
ıssız başımı ısladım klorlu suyla
sana yer yoktu
düşündüm aslında
sana yer vardı
sen yoktun yalnızca

gece derinliği;

evet yalnızdım
suyu unutmusum yine
ocak üstünde
demliğin kireçleri söküldü
kaç gündür kafama takıyordum
kimyasal kullanmadan kireç sökmeyi
rengi safran sarı
karışık böyle
unutunca ateşin üstünde
aldım soktum çeşmenin dibine
yiyince soğuk suyu cooossss
patladı kireçlerin kabuğu
beni çeşmenin altına soksan
kabuklarımı kaldırsan dedim
dedim de
bir ben vardım koca evde
birde biraz gece
üç beşde sigara
buldum sonunda
geçen kaybettiğim güç kablosunu
aynalı dolaptaki beyaz kutu içindeymiş
çözdüm ya olayı
öyle bahtiyarım
sonra baktım
bende olmayan resimlerin
evet o resimlerede baktım
bir sancılandım
sancımla uyuyamadım
birde benle
ben bir başıma benle
uyuyamıyorum geceleri
sen uyutsan beni
ikibaşımıza olsak
sarılsak şöyle
dörtbaşı mahmur
yayılsak
ben bacağımı üstüne atsam
kolumu beline
sarılsak işte
sevgililer gibi
sarmal sarmal kalsak
ben senle sarmal kalmalıyım
ağırım ama olsun
ezmem ki seni
ben sevdiğimi öperim koklarım
bak hiç ezmem
severim
evet ben öpmeyi seviyorum
bayılıyorum hatta
sanki normalim değil mi
seni öpmeyi daha çok isterim
vallahi seni dört saat öpebilirim
belki çok öperim
belkide ısırırım bilmiyorum ki
yani ben seni hiç öpmedim
belkide hiç ısırmadımda
ısırdım mı yoksa
ısırmışımdır
yoksa kolumun acısına
neden sabah uyanayım ki
değil mi
değil

03'e doğru;

çay biteli yarım saat oldu
acı geldi biraz
neden bilmem
sende acı geldin
yine hep düşündüm seni
acı geldin
bir kez dedim
tatlı gelse
çeker gidermiydi dedim
bir şeyler daha dedim
kadere dedim
ağza alınmayacak şeyler işte
sonra ağzıma acı biber sürdüm
biliyordum ki sen inanıyordun
ben inanmıyordum
ben sana inanıyordum
neden diyordum
ona inanıyorum
belki seviyordum ondandı
ya da çok seviyorum
evet kesin seviyordum
sevmesem bu kadar kabuk bağlamazdım

03.30'e doğru

dalmışım biraz
yeşil sortumu cıkardım
boxer donumla kaldım
terledim biraz
beyaz tişörtümüde çıkardım
sonra huylandım
dedim bir sivrisinek gelse
uyutmaz sabaha kadar
gelir kanımı emer
pişman eder dedim
sonra düşündüm
camlarım tel örgülü
sivri sinek giremez ki
kanımı ememez ki
ememez işte
sen gelirsen
sen emersin kanımı
bende çok var
kızılaya bağışladım kaç kere
yeniden kanım oldu
ben kan vermeyi seviyorum
bir de sana can vermeyi
seviyorum sana
canımı kanımı vermeyi
sen gelmiyorsun sonra
ben canımla kanımla
kalıyorum başbaşa
bana gel kanımı al
canımıda al olmaz mı

4'e doğru

aşağıdaki sitenin bekçisi
sanki gece biri onu şeyetmiş gibi
sabaha kadar düdük çaldı
rüyalarımdan uyandırdı
tam dalmıştım
başlamıştı rüya
güzelmiydi bilmiyorum
kalktım işte
saatide kurmuştum
erken uyandım
ben bu bekçiyi sevmedim
düdük çalmasa
sana yatamıyorum yatağımda
az uyusam
dün uyuyamadımda

04.20'ye doğru

seni düşündüm uyku tutmayınca
ben seni tuttum hayalimde
düşün ki deniz kenarındayız
ben uzanmışım
utanmışımda
yalnızım
pek bakamıyorum plajda
aile var çevrede
sen geliyorsun karşıdan
tam geçeceksin yanımda
canımmmmmmm diyorum
sen sesimden tanıyorsun
bana bakıp gülüyorsun
ben sesini hiç duymadım
yani duydum telefondan
telefonum yoktu o zaman
o ses seninse
içimden duyuyordum işte
hemen tanımıştın
bana bakıp gülmüştün
ben de sana gülümsedim
ben sana bakınca ne güzel gülümserdim
şimdi gülemiyorum
istemiyorumda
bazen boşlukta resmin çiziliyor
o plaj gibi bir yerde
seni alıp cıkıyorum bir yamaca
hep bir tek ağaç oluyor yukarısında
oraya cıkıyoruz
seni içiyorum su
acımıyorum
acıtmıyorum
hep seni içiyorum su
sende beni iç bir gün
ben içilmek istiyorum

04.40'a doğru

cam sesleri geldi yukardan
birileri uyumamış
musluklarda akıyor
gecenin sabah dönmüş vakti
belli ki sevişmiş birileri
sessiz olsa şu borular
sevişmelerde sessiz olsa
ben duymasam
sen zaman borulardan ses gelse
sen sanıp sarılıyorum yastığa
yastık ölü
sen canlı
ben heyecanlı
sabahı buluyor uykunun tadı
az rahat bırak beni
uyuyayım
dokunma istersen
ya da dokun
ben uyuyamam yoksa
terden yapışsın etim
ayırırken az gıcıklanayım
hani eline tutkal sürersinya
kurur sonra zar gibi çekersin
bir tuhaf eder onun gibi işte
bir sürü hayal kurdum
seni gezdirdim
bira içirdim
kafayı buldurdum o hallerine güldüm
sen o halde öyle güzelsin ki
beni hep güldürürsün biliyorum
seni ben gülerkende seviyorum
kafayı çekmişkende
bir gün ayaklarınıda yıkıyacağım
içimden geliyor
kutsal kab gibi dalacağım içine
arınmışlıklar
su sancıları
delidivanelerin gölgesi
hepsi biz olacağız diyorum
ben seni yıkarkende severim korkma
ben seni severken çok korkuyorum
çünkü gidersin belki
şimdi gittiğin gibi
ben korkuyorum
belki bu yüzden
sen gidiyorsun

ezan sesi sonrası;

sana uyumuşum
sende bana uyu
uykusuz bırakma

su yılı / gece öyküleri hep yanar

Zafer Zengin Etnika
Kayıt Tarihi : 16.8.2006 13:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Zafer Zengin Etnika