dalga seslerini, akordeondan akan
coşan kuş seslerini, şampanya köpüğünde
bulutta yıkanan düş seslerini dinle
koy başını göğsüme
dingin ritminde uyu
söylemese de bu kalp
sevişmenin tadında
kalbimde yüzen serçeyi dinle
bırak, götürsün içindeki yol
çukurlarına düş
virajlarında kaybol
sal kendini denize
uçsun bedenin
ben seni sevmesem de
sevmeyi düşün
sen beni sevmesen de
sevildiğini
gülümse usulca
karıncaların ayak sesini dinle
başı sonu nasıl diye düşünme
göğe yaslı fasulyeye yazılıdır aşk
alfabede saklanıp
bizden hep önde koşan
ebruli harflerin sesini dinle
Kayıt Tarihi : 31.3.2006 00:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

yağmur başladı
perdeleri mayısa açılan
şarkılar gibi çoşarak
şiir gibi çoğalarak yağmaya...
dinledik, anladık, öğrendik dizeden
damlaların kardeşliğini
temel
anlamak için anlamaya hazır olmak lazım ..
Öte yandan ,anlatmak içinde anlatmaya hazırlamak lazım
Birinci bölüm trans çizgisini çekiyor böylece..Eskiden sinemalarda film başlayacağında çalan üç gong gibi...
ikinci bölüm şiirin mekanına yani güzelliklere açılıyor böylece.. Şiirin gerçek yurduna tek başına gidemez kimse.. Kim ne söylerse söylesin şiir diyarı, kapısını ancak sevgiliyle birlikteyken açar .Orada herşey dikkate değerdir,duyarlı bir olumlama yaşanır orada,
Orada olumluluk ve olumsuzluklar bir sukunetin içinde erir ..
Şiiri dinlersiniz..Şiiri hissedersiniz
Yazmak ayrı bir sanat, okumak ayrı.
İçten okumak ayrı, seslendirmek ayrı.
Yavuz İgret, çok başarılı bir seslendirmeci.
Şiirde gözden kaçması mümkün zenginlikleri, müziği ve anlamı tatlı tatlı indiriyor ruhunuza.
Sayfayı önümde açık tutuyorum, gözlerimle okurken İgret' i dinliyorum.
Bir şiirin nasıl okunması gerektiğini anlıyorum. İçimizden okuduğumuzda bile.
Şimdilik seslendirmenin etkisindeyim.
Sonra tekrar dönmeli şiire.
Tebrikler şair...Selam ve saygıyla...
TÜM YORUMLAR (9)