Dinle şehir;
Issız karanlığında
Sönmüş yıldızlar parlar
Ben yalnızlık dolu adımlarken yolları
Uzaklar ıslıktan bir türküdür dilimde
Karşı koyamam sana
Yalnızlığa
Parlak bir karanlık dondurur kanımı
Dinle şehir;
Yarım kalmış bir hayatım,
Gecelerde aydınlanan sokaklarım
Sen ve bütün kaypaklıklarım
Tutkularıma yenik düşen ten
Ellerim kan içinde kaçarken
Karşı koyamam sana
Yalnızlığa
Kalabalık tecritler ıslatır düşümü
Dinle şehir;
Duvar diplerine
Vurulmuş yarınlar konar
Dumanlı ritimler verilirken damara
Düşlerim bozulur konuşamam yollara
Karşı koyamam sana
Yalnızlığa
Kirlenmiş güzellikler kavurur tenimi
Dinle şehir;
Sözlerin yılışık bir ıslaklıkla
Kandırdığı gülümsemeler
Ritmin ve ışığın kaybolduğu
Yalnızlık köşelerinin
Bedenlerine yaptığı basınç
Yaslanacak omzum yok
Betonundan başka
Karşı koyamam sana
Yalnızlığa
Müziksiz ritimler söndürür gecemi
Dinle şehir;
Kanmış yoksulluğunu
Yılışık öfkeler sarsar
Gecikmiş ergenlikler yıkarken yaşamı
Yeşertmek isterdim solmuş bir filizi
Karşı koyamam sana
Yalnızlığa
Saldırgan mazlumluklar kanatır yaramı
Dinle şehir;
Bir kuleye hapsedilen zaman
Üç kıyıya hapsedilen deniz
Ve ritimsiz zapt edilmiş tarih
Koşuyor şimdi peşimden
Karşı koyamam sana
Yalnızlığa
Aşınmış aşinalıklar yakar ellerimi
Kayıt Tarihi : 7.8.2015 00:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)