Dinle!
Diye başlamış ya Rumi,
Okuyamadığın kitabında.
Sözleri de olabilirdi, onu dememiş ama.
Sazlıkta inildeyen Ney’e uzatmış parmağını.
Dinle! şimdi sen de;
Neyzen değilim üfleyemem.
Rumi’nin derdi, anlatmaktı, açmaktı gönül gözünü,
Ulaşabilmekti ruhlara.
Ve aralarını okutmaktı satırların.
Sivrisinek sazdı,
Davullar, zurnalar azdı.
Her şey anlayanaydı…
Ney gibi nefesten değil.
Söz gibi kalemden çıkacak benimkisi, yazılacak.
Ve kısa arası olacak satırın düz, kıraç ama yeşil.
Oku! Ve mutlu ol diye.
Soruyorum şimdi,
Kaç defter var sende?
Satır satır ruhunu yazdığın, yalnızca senin bildiğin?
Sakladığın?
Getir bana o defteri bana ne zaman istersen.
‘’Müsait olduğunda’’
Öyle dememi isterdin bilirim.
İstiyorum ki ben bu kez, yazdıklarını okuyayım.
Düz beyaz bir sayfaya ben de sana;
Senin defterine,
Dinle! den öte, sadece Oku diye,
Sana dökemediğim içimi,
Yazdığına, yazamadığına
Sustuklarına da, cevabım olsun diye,
Nedenler, niçinler ve olmazların olmazı olsun diye,
Adlandırdığın benliğimle, dürüstlüğümle,
İçtenlikle defterine dökeyim.
Ömrün kadar defterinde ben de olayım diye,
Yazayım sana, düz beyaz bir kaç sayfaya.
Vereyim geriye ‘’Müsait olduğunda.’’ Okuyasın diye.
Tamamdır anlamışsındır.
Özünü dener Er'in derdi odur.
Öz'ünün son denerini,
Öz'ünde denemiştir.
Rumi den öte öz'ü, nefesten olamamıştır, Salt sözdür.
Söz uçar da, kalanmış ya, Yazıdır.
Sende kalsın yazdıklarım, ismim, benliğim.
Umutsuzluğum,
Sevemediğim, hiç birşeyim.
ÖZDENER GÜLERYÜZ
Özdener GüleryüzKayıt Tarihi : 10.11.2012 15:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Güzel.. hiç gerek yok artık. Kalsın her şey öylesine. İki yaralı yürek olarak yaşayıp ölelim. Veda davetim artık geçerli değil. Sevemediğim. Hiç bir şeyim. Sonsuza kadar elveda.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!