Can oğlum, can kızım dinle bizleri,
Dinle tarihinden gelen sözleri.
Dağı, taşı sarsan, yüce atanın,
Duruyor mazide ayak izleri.
Müjdeler dağıtan ışıkla dolu,
Zaferlerden dönen atların nalı.
Yavuz’un, Sinan’ın torunusun sen,
Takip et ceddinin çizdiği yolu.
Miras kaldı sana o şeref, o ün,
Asla hafızandan silinmesin dün.
Sen de üç kıtaya şefkatle hükmet,
Senin de destanın okunsun bir gün.
Çıkıp bozmak için asrın fendini,
Bulmalısın içindeki kendini,
O mahmur, o mahzun halinle durma,
Kabar, kabaran su yıkar bendini.
“Yürü” dersen yürür ardından dağlar,
“Dur” deyince durur eskiyen çağlar.
Tarihi yeniden yazarsan eğer,
Buyruğuna giren sevinçten ağlar.
İnsanlığa hizmet kastın olmalı,
Kur’an rehber, Resûl dostun olmalı.
Aşabilmek için her bir zorluğu,
Elde sabır dolu testin olmalı.
Denizler üstünde alıyorken yol
Delice yel gibi yelkenlere dol,
Fatihini bekler yine kıtalar,
Yirmi bir yaşında sen de Fatih ol.
Elinde çelik yay, sırtında sadak,
Dimdik görsün seni söken her şafak.
Özgürce yaşanan vatan olmaya,
Adanmış kan ister, can ister toprak.
Gün doğarcasına gecelere ağ,
Demet demet nur ol, karanlığı sağ.
Şefkat pınarından yüksel semaya,
Sevgi ol, taşlaşan yüreklere yağ.
Senin ki; bir yanın kızıl külçeden,
Bir yanın gül açan kutlu bahçeden,
Zafer bekler senden gelecek günler,
Sıyrılıp çık artık makus bohçadan.
Kayıt Tarihi : 4.1.2009 15:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!