Zaman akıyor,
Ben susuyorum
Suskunluğuma sessizliğin sis perdesi çöküyor
Bir hüzün düşüyor gözlerime
Karamsarlık kaplıyor duyguları
İşte o an kopup gidiyorum
Neden benden kaçışların
Ürkekleşti bakışların
Sitemkâr dolu sözlerin
Neler oldu sana böyle
Gül yüzünde güller açsın
/ Bu şiir
Başlamadan sonlanan bir hikâyenin başlangıcınadır, /
Kâğıda düşen her satır
Hazan yağmurlarında duaya kalkmış eller
Ve gözlerin ıslaklığında okunan veda çığlıkları
Oturursan hırsızın sofrasına
Haram doldurursun kursağına
Varırsan namerdin kapısına
İhanet sokmaya çalışır kafana
Kalleşle çıkarsan yola
Hicrana aşinaydı gözlerin
O hicrana aşina gözlerinden süzülen iki damla gözyaşı
Düştüğü yerde deryaya dönüyordu
Seviyorum sözü dudaklarından dökülüyordu
O dudaklarından fısıltıyla dökülen seviyorum sözü
Okusun bilmeyenler, Türk’ün tarihini
Altın harflerle yazılan zaferlerini
Şanla, şerefle, zaferlerle dolu tarihim
Yazdığımız destanlar tarihin sayfalarında
Türk’üm, gururluyum, ne mutlu bana
Bir bakıştı gözlerinden fırlayan
Yıldızların ışığından göz kırpan
Beni tükenmez sevdaya çağıran
Yollarını aşıpta gelemedim
Bir sevdaydı yüreğinden duyulan
/ Gece mehtabıyla güzeldir Ay ışığı sessizliğinde /
Akşamın kızıl ışıklarında uzayıp giderken gölgeler
Güneşin son ışıklarıdır gözlerime vuran
Vakit geceye dayanmadan ay salınacak karşıdan
Gözlerimden yansıyacak mehtabın hüzünlü ışıkları
Yıkıldığım andı gözlerinden akan hüzün gözyaşları
Bitip tükendiğimi hissettim anladım o an ayrılığı
Boğazım düğümlendi, tutamadım hıçkırıklarımı
Sustum, kapadım gözlerimi, içimden yalvardım
Sana gitme, kal diyemedim
Gün hasretti güneşe
Güneş bulutlar arkasında
Toprak hasretti suya
Su damlalar halinde yağmur bulutlarında
Damlalar hasretti bulutlara
Bulutlar rüzgârın önünde
şiirlerini tesadüf eseri gördüm bir kısmını okudum çok güzel şiir yazdığını bilmiyordum bunları okumak bir harika yarın yine okurum hoşca kal.ablan seni çok seviyorum.