'Hayatta En Hakiki Mürşit ilimdir! ..' demiş Hazreti Ali
Daha sonra bunu onaylayan insan oldu,Mustafa Kemal
Laiklik,bir din veya dinsizlik değildir! diye haykırarak
Laiklik,resmen Atatürkçü,sarsılamaz bir inançtır
Bitmiş ve tükenmiş bir milletin yeniden şâhlanan ruhudur
'Çanakkale savaşı' ile meydan okudu,laik Atatürk
..
Özgür düşüncenin (dine karşı düşüncenin) utkusu 1940'lı yıllara değin ancak sürer. Bu sürecin bozucusu, siyasetini bir Yahudi düşmanlığı ve ırkçılık söylem üzerine oturtan Hitler ordusunun Fransa'yı işgali ile bu dengeler bozulur.
Devir, Fransa Hükümetinin yapamayacakları karşısında, örneğin çetin bir bağımsızlık örgütlenmesi ve savaşım vermek yerine, yapacaklarını önemsetir, bir şeyler yapıyor görünmek için sosyal süreçle oluşan kazanımları geri budamak olacaktı.
Öğretmenleri mason ve Yahudi olmakla suçlayıp, Fransız öğretim birliğini, Öğretmenler sendikasını ve Halk eğitimi federasyonunu; tıpkı bizdeki köy enstitülerini kapatış gibi, aynı 1940 -1950 süreci içinde, aynı onyıllık zaman süreci bağlamında, sudan bahane ve gerekçe ile kapatır olacaktı. Bizdeki güya bir komünist, dinsizlik işi idi. Fransa'da da, o anda ırkçı bir işgal söz konusu idi. Öyle ise yapacak göz boyama ve uyutma işleri de hâkim düşüncenin zihniyetine uygun olmalıydı. Yahudilik damgası!
Yahudilik yaftası, muarızların anlına çalınmalı idi. Bu tür karalama Amerika'nın günümüzde dahi tüm Dünya'da uyguladığı, ajan kışkırtıcı bir tutum olan Mc Carthycilik, tüm az gelişmiş ülkelerde, o ülkelerin, içini karıştıran, siyasal iktidarlarına boyun eğdiren, bir anarşik durumun körükleyicisi olacak, sağ sol ayrışmaların dillerine sloganlar tutuşturacaktı.
..
Her yerde Sen
Bu sabah yine “SEN” de kalktım,
“SEN”sizliğe durmuş saatlere inat.
Sonra pencereyi açtım,
“SENİ” çektim içime doyasıya.
Kahvaltıda “SENİ” içtim
..
Seni seviyorum hemde çok.............Bir başkası değilde neden ben diyeceksin. İnan bilmiyorum.Belki yürek titreten ğüzeliğin.Belki ihtirasla bakan gözlerin. Belkide insanları gerçeklerin dın gülen yüzün sebep.Bilmiyorum.Zaten aşkın sorgulanması çok şına yitesaçma geliyor bana.Çünkü aşkta akıl olmaz. Aşkta düşünce yoktur.Aşkta zaman durur ve dünya denmez.Aşkta toplum yoktur.Sadece o vardır.Herşey onunla başlar ve onunlada biter.Aşık onunla ağlar onunla güler.Aşığın yaşamasını maşuğun gözleri belirler.Ve aşığın seçme imkanı yoktur.Onun için herşey bir anlıktır.Aşık kadere mahkumdur.Sen benim kaderimsin.Ve bende sana bileklerimden zincirlenmiş bir mahkumum.Bir ömür seninle yaşamak isterim ve bileklerimde zincirler pahasına.Seni seviyorum hemde çok.............Seni sevmek için. Ne felsefe ne matamatik ne fizik ne tarih ne edebiyatla doldum.Seni sevmek için sadece yüreğimi dinledim.Seni seviyorum hemde çok................
..
Bu yazım, Kurtuluş Savaşı Öncesi Sırası Sonrası Durumlar isimli; 'Kurtuluşun Felsefesi' yazı dizimin içindeki bir bölümdür.
Kurtuluşun felsefesini, sadece bir bağımsızlık savaşı olacakla anlamak ve algılatmak, ancak cahil bir aydın zavallılığıdır.
Kurtuluş savaşı acil bir durum oluşla öne çıkıp düşman işgalinin herkeste yarattığı infiali seslenilme düzlemine hitap eden bir ortak konsensüstü durum olma nedeniyle; hemen yanında bir ikinci asıl meselede saltanata karşı verilecek olan egemenlik savaşıydı. Bağımsızlık savaşı, saltanata karşı mücadelenin hem kendisiydi; hem kıvılcımı oluşla, gecikmiş bir tarihsel zorunluluğu, bu fırsat duruma; bilinçli bir denk düşürmeydi.
Saltanata karşı verilecek egemenlik savaşı fikri ve siyasi oluşumu 19 yüz yıl da zaten Osmanlı içinde oluşmuştu. Bu oluşum, yayılabileceği kadar aydın ve etkin çevre içine yayılan bir sınırlılık olmaktan öte, gidememişti.
..
Din toplumlarında devrim olmaz!
Çünkü; Din toplumları, işkenceyi, vahşeti, sosyal adaletsizliği, sömürüyü, diktatörleri yadırgamaz..
Yani; Tanrının adam öldürdüğünden söz ettiğiniz bir çocuğa,
Tanrının cehenneminden (İşkence hanesinden) söz ettiğiniz bir çocuğa,
Tanrının istediğini fakir istediğini zengin yarattığından söz ettiğiniz bir çocuğa,
..
Sev De Paylaş
sevindin
sordum ne düşün-dün
duydun sevildiğini
göklen-din
..
Sen konuşurken benim için şarkılar bile susardı hala sesin kulaklarımda yankılanır çünkü sen benim en güzel hediyem din çünkü sen benim hayalini kurduğum ulaşamayacağım mutluluk dun giderken yanında sol yanımı alıp gittin..
Hadi şimdi cevap ver suskun güzel sen bende her şeyken ben sende neydim?
..
Terbiyen, eğitimin seviyesi kadar
Ahlak'ın, bilginin ölçüsü kadar
Anlayış'ın, dünya görüşün kadar
İdrak'ın, ufkunun genişliği kadar...
Çare, beşikten mezara ilim
Çare, Din Din inançlara inim
..
Renga renk, tür tür sanat'ın
Muhteşem, mükemmel yarattın
Din din, Irk ırk hep anlattın
Sen nakşı, nakşetmeyi seversin.
Düş peşime ey..! insanlık
Boş değil bu hükümranlık
..
Küreselleşme adı altında hızlı bir süreç yaşıyoruz. Bu süreçte küçük esnaf, küçük sanayici yok olurken işsizlik artıyor. Yoksulluk artıyor. İnsanların hayat düzeyleri yükselecek yerde, hızla aşağıya doğru düşüyor. Belli bir hayat standardına alışan insanlar, bu süreçte yaşama düzeyleri düştükçe yeni hayat seviyesine ayak uydurmakta zorlanıyorlar… Kaybettikleri bu seviyeden dolayı, işin bilincine varamayacak durumda bilinçsiz olan insanlar aşağılık kompleksine kapılıyorlar. Bu sonuçların kaynağını, arka planını göremeyenler öfkesini en yakın ittifak kurabileceği insanlardan çıkarmaya çalışıyor. Böyle bir ortamda yoksullaşan insanların örgütlenme ve mücadele çabaları da karmaşık oluyor.
Zengin ve yoksul arasındaki bu farkın sürekli arttığı bir sistemde, yoksulların homojen bir yapısı ve buna bağlı olarak homojen bir düşünce tarzı olamaz… Bu değişim içinde kafaların altüst olması kaçınılmazdır. Böyle bir ortamda yapılması gereken, aynı şartlarda ezilenlerin kendi arasındaki farklılıkları görüp mücadelelerini kısırlaştırmak yerine, uzlaşması mümkün olan ezilenleri birleşip kendilerini ezenlere karşı ortak tavır almaları kendi çıkarları açısından zorunluluktur.
Yönetenler ve ezenler arasında, din, dil, ırk milliyet farkı gözetmeden kendi çıkarları için birleştiklerini görebiliyoruz. Onların kendi aralarında görmedikleri bu farklılıkları, sömürdükleri insanlar arasında sürekli kışkırtmaları niye? Çünkü onların çıkarları bizlerin bölünerek güçsüz düşmemiz ve onlara karşı mücadelemizin zayıf kalmasındadır. Yani onların gücü, güçlü olduğundan değil, bizlerin kendi aramızdaki kısır çekişmeler nedeniyle birleştirip gücümüzü gösteremememizden kaynaklanmaktadır.
Bunu göremeyip, Türklerin, Kürtlere düşmanlık beslemesi, Kürtlerin Türklere düşmanlı beslemesi, Alevilerin sunilere, sunilerin Alevilere düşmanlıkları tamamen bu egemen güçlerin suni ayırımından başka bir şey değildir. Bütün birlik ve bölünmeler çıkarlara göre değişmektedir. Yani bizlerin arasına konulan sınırlar çıkarcı çevrelerin oyunudur. Asıl ayrılık, ezenler ve ezilenler arasındadır. İş adamlarına, şirketlere bir bakın, banka yönetimine ve meclislere bir bakın, Kürdü, Türkü, Rumu, Ermenisi, hepsi bir arada güzel güzel geçinip gidiyorlar. Ama ezilenlere gelince bu ayrılıklar sürekli öne çıkarılır, sürekli bilenir ve bölünme ve kavgalara hazır hale getirilir. Çıkarlarına ters düşünce, bırakın bu farklılıkları, analarını, babalarını, kardeşlerini bile boğdurdukları örnekler tarihimizde doludur.
Bu gün de aynı topraklarda yaşayan köklü geleneklere sahip insanları birbirine boğduruyorlar. Yani sorun, din dil, ırk renk değil tamamen çıkar meselesidir… O halde cephemizi, din, dil, milliyet, mezhep, renkler üzerinden değil, çıkarlar açısından bakarak tayin etmek zorundayız. Mücadele yoksulların kendilerini boyunduruk altına alan zenginlere karşıdır.
Onlar çıkarları için savaşlar çıkarıp binlerce insanın ölümüne sebep olacaklar da yalan söylemeyecekler mi?
Onlar daha fazla kar sağlamak için güvensiz ortamlarda işçi çalıştırıp yüzlerce, binlerce işçinin ölümüne sıradan olaylar olarak bakarken bizlere doğru söyleyeceklerine mi inanıyorsunuz?
..
Sen ki durgun sularda damla gibiydin,
Sen; ilk bahar yağmurun dan sonraki
Gökkuşağım dın rengarenk doğan.
Sen ki özlemim, ulaşılmazım, sevdiğim din...
Okyanusta özgürlüğünü hayal ettiğim yunusum,
Altın kafeste çırpınan bülbülüm,
Ve bahçemdeki sarı açan gülüm...
..
YAKIŞMIYOR ÜMRANİYELİ HOCA EFENDİ
Ayıp, ayıp, din alimleri, din bilimcileri
Din önderleri, arif olur, insan-ı Kamil olur
Merhametli, insaf ölçüleri yüksek, dürüst olur
Allah kelamını ağızlarında düşürmedikleri gibi
Kinden husumetten, öfkeden, kıyab dan,iftiradan haramdan
..
Ruhum; avuçlarında,adaklık kurban gibi,
Sevgin; ta yüreğimde,kıpır kıpır can gibi.
Sana olan bu aşkım,öylesine kutsal ki;
Din gibi,iman gibi,bayrak ve vatan gibi...
..
Her kisiyi herkese ve bir seyi herseyin yerine soyutlayip dayatan direten basitlestirme sanal sanayi insan sirketlestirmeciligi, ciraktan ustaliga el alip el veren huy hüner manevra cark tezgah dümen dalavere oyun icinde oyun cevirip kivirmada kendinden baska kimseyi üstün görmeyen marifetiyle, her kodlanmis yikim yagma talan rant caka calim cafcafa tantana güc hirs gösteris bayiciliginin hem yöresel hem de küresel baglamda bütün cok tarafli kullanisar vadeler boyunca tedavülü uygun niteliteki en etkin ve yetkin (kafadan secilmis begenilmisler arasindan) iktidar edilip irade sahibi yapilanidir.
Özellikle özel…
Önceligi daima gerek yelisi gerek uluslararasi hainligin kahpeligin soygunun tacizin sömürünün talanin vurgunun usakligin dalkavuklugun haysiyetsizligin tecavüzün isgalin acimasizligin zulmün kisiliksizligin karaktersizligin yagmanin haksizligin hukukszlugun kendi özel ortak cikarlarina korkuyla kusatilmis hayatin her yerine ilgisizligi itibarsizigi kacagi sapkinligi güvensizligi siddeti nefreti saplantiyi karanligi yozlasmayi kültürsüzlügü bilgisizligi sevgisizligi iletisimsizligi kullugu köleligi yayip iktidar ederek,bütün insanlik ölmüslügüyle örülmüs donanmisligin terkedip teslim ettigi yasam dünyasini kendine sorgusuz sualsiz özellestirip (cullanip ganimetlendikleri hayat alanlarina sadece yayilip yerlesmekten baska hic bir zahmet gösterisinde bulunmayacak olanlarin) secip begenip cikarina göre uygun vadelere tayin ve tedarik ettikleriiktidar ve irade sahipliligidir bir seyi her seyin yerine koyan Bop gayrimenkul kalabaligi devlet millet ve insan kabala götür hesap kitapciligi..
Yasayarak yeryüzü hayat hikayeciligini her yasadigindan edindigi ilim bilim emek sarfiyat cesaretlilik fedakarlik kazanimlarindan edindigi birikimlerle anlamlarin kavramlarin yasam dolu icerikliligini dil tarih cografya sanat edebiyat hak hukuk kültür felsefe deriliklerinden besleip büyütüp en kolayca kendini ifade edebildigi ve en kolayca yasadigi hayata iletisim kurup edindigi tüm zenginlikleri huzur sukunet sakinliginde kullanabilecegi (TÜRKCE baglaminda sekiz kelime gurubunun bütün eleman öge ve unsurlarini) hayata gecirip islerlik saglamanin öncesinde bile, insan in midir, cin midir, iblis midir, dost mu, alim mi, zalim mi…..tuttugu yolun tarttigi fikrin tasidigi düsüncenin veya güttügü niyetin özüne icerigine göre ttum durus tavir sergileyerek(kizarak köpürerek somurtarak siritarak gülerek kasilarak kizararak bozararak homurdanarak sinsileserek domusarak kas egdirip göz pörtletip endam kirittirip kalca kasnak kivirtirken bile kisiliginden ve kimliginden karaktrlilik arzeden belirgin bilinirligi ortaya koyup ifade ederken…
Kime rast gelirse `elhamdülillah müslümanim` deyip sürüp savusup gecmeyi herhangi bir gümrük kapisina, polis kimlik kontrolünde, vergi dairesinde, okul kayidinda, muhtarlik ilmuhaberliginde, alim -satimda, posta yahut banka islemlerinde, tatil veya yolculuk siparislerinde, mahkeme veya muhasebe bildirimlerinde, kefalet- vekalet durumlarinda, is-güc kayit yazim siliminde, evlenme bosanma alacak verecek defter cüzdan noterliginde, kayip yitik ilanlarinda, devir teslim hak hukuk düzenlemelerinde, hastalik ölüm dogum hallerinde……..kisacasi kisiyi bütün bilgi beceri huy soy boy ve agirligina varana kadar aidiyet devlet millet göc yahut ikametgahliliginin her türlü hirli hirsiz fedakar cefakar ilim irfan inanc yer yöre ten göz aile sülale en ufak ayrintisini toplayip özetleyen bütün bilinmesi gerekenlerini yalnizca kendine özgü hak sahibi kilip ve yalnizca kisiyi kendisinden sorumlu tutan yükümlülügünün anlam tanim ve kavram karsiligini `elhamdülillah müslümanim ` deyip gecistirmeye kalkismak, olsa olsa kendini en genis taninmasi bilinmesi zor kalabaliklarin icine karistirip saklayip gizlemeye heves ve caba güden cürüm ve sabika sahipliliginin gayret güdücülügünden öte gelen hassasiyettir..
Kaldi ki `biz sizi kavimlere ayirdik ki bilip bilinesiniz diye ´ …vurgusuyla Müslümanligin din iman ve inanc kitabi hicbir insanin bir digeriyle ayni tektiplilikte ve kaliplarda dogmadiginin herkesin ancak kisiligini en belirgin vasif sifat irade bilinc davranis tutum bildirimlerle temsil ettigi farkliligini ortak bütünlügünden koparip ayirmayan birlikte yasam dünyasi aidiyetliligine toplumsallasarak kendini degerli kilacaginin önemini anlamini icerigini ilmini hassasiyetini ve itibarliligini dillendirip ortaya koyarken…her vasif huy soy tanim tarif ve niteligini hice sayip hicbirseysizligi herseye denk gördügü (tutar eder saglam ve kalici degerde özgüven eksikliginin) kendi yoklugunun defter yoklamaciligini yaparcasina ve kendine varip dokunup kisiligini kimligini insanlik meydanina cikarmaktan yüksünür cekinir üsenir yozunur darlanir zorlanircasina icinde saplandigi eziklik yokluk ve eksikligi GENELGECER herkesin arasindaki hickimse umum kayyumuna ihrac ve havale etme yeltenisleri, aslinda islamiyetin birinci (kaliciligina inanip sapasaglam sapmaz sarsilmaz iradelilikle temsil ettigi kisiligi karakterinde özümseyip benimseyip en belirgin bilinirlige tanitan ve tarif eden kismlige ve kisilige özgürlesememis yitik ve kayiplilik) derecede ele aldigi insanlik sorunudur.
Bu yüzden KUDÜS MERKEZLI kutsallari kurtarmak adina ` TANRI ADINA ` diyip en azgin kiyametlerin her türlü talan taciz tecavüz haram haydutlk isgal saldiri yagma zulüm cark cevrim dümen yalan dolan carmihlari yüklenmis zirhlanmis insanlik canavarlasmasi, yoluna düsürülüp seferci kilindigi MANYAK sovalyeciligin bütün huy ve hünerlerini önüne gelen her caresizlige sunup sergilerken, birbirine `iyi hristiyan kötürüm hristiyan `nispetinde rekabetcilik ettikleri katilligin hirsini yaristirip bütün sahsina ait kisilik ve kimligini yazili kayitlardan silip süpüren `TANRI ADINA` sorgusuz sualsiz suc ve cinayetler islemenin adeta sabikasi arttikca aklanip arindigina ibadet edip inanarak (kendine hristiyanim deyip gecmekle hayattaki herseyin karsilini kendinde dengeledigini sanan avuntuyla) kendi kafasi kiyaginca kutsanmis sabikaliligini yerine getiriyordu.
..
Dille okunur Kuran, haydi namaza kalkın!
Onunladır yakarış, zikir, vaaz ve talkın.
Onunla getirildi, onunla yayıldı din
Yerinde kullanılsın yeter ki sevap için.
..
Sen bilmediğim bir dilsin...
bBilmediğim bir din,coğrafya ve mevsim..
Günaydın solum, soluğum...
Günaydın içime teyellenmiş aşk oluğum...
..
Tek tercih hakikat, çünkü bâtıl bir din değil,
Cennete girmek için, hakikat kolay değil…
(1996)
..
Bu tartışılamaz şey, şirk zaten reddedilmiş,
Tevhit apaçık her şey, din ile emredilmiş…
(2012)
..