Yeme yetim hakkini perisan etme onu.
Geldi Ramazan ayi bu cok hassas bir konu.
Ver zeklatla fitreni bitmez varligin sonu.
Din kardesiyiz canlar kac para eder postu.
Seyirci kalma derim masumlari soyana.
Dersini tez ver gitsin bu milleti oyana.
..
Dinlerin içinin sır dolduğuna
Sevapla çözülüp gidecek derim
Ezanda allahtan ad olduğuna
Helalle çözülüp gidecek derim
Normalde namazdan önce abdes var
Gusul sonu namaz yapmalı ruh sar
..
Hocaların kimisi
Din bahsinde diyor ki:
“Din bu dünya içindir,
Safsatadır ötesi.”
Kimi hocaya göre
Gitmek için cennete
..
Yolumdan çekil seni istemedim
Hakkım var hakkımı almaya geldim
Sen alın terimi, lokmamı çaldın
Senden din-iman almaya gelmedim
Kendimi kötülüğe bulaştırmam
Emir kulu değilim emir almam
..
_-00-Muse Aishwarya-001 -Danca
Kender du....
Muse Aishwarya..
Jeg så dine smukke øjne, og jeg elskede dig...
Jeg skøre for din kærlighed, og jeg troede, du...
..
_-00-The Muse Aishwarya-001 -İsveçce
Vet du....
The Muse Aishwarya..
Jag såg dina vackra ögon och jag älskade dig...
Jag galen för din kärlek och jag trodde att du...
..
Bazı çiçekler nasıl yaradılıştan güzel kokuluysa
Bazı insanlar da yaradılıştan güzel huylu oluyor
Ve o özelliklerini ömür boyu sürdürüyorlar.
Ayrıca bilinen anlamda dindar olmaları pek gerekmiyor.
Hz. Muhammed “Din güzel huydur” sözünü
Biraz da bu bakımdan söylemiş olmalı.
Din bahsinde çok bilmiş birine
..
Din din diye bağıranlar
Yandaşları kayıranlar
İnsanları ayıranlar
Gerçek denilen din bu mu?
Abdest namaz bağıranlar
Abdest nedir namaz nedir
..
MÜSLÜMANLAR VE İLİM
Din adına tam bir cehalet dünyasındayız. Üstümüze vazife olmayan her şeyi biliyoruz. Ama bize en çok gerekli olan şeylerden haberdar değiliz. Ekonomi biliyoruz, siyaset desen hakeza, spor desen feriştahına kadar. Herkes her şeyi biliyor, ama kendisi için hayati olan hiçbir şeyi bilmiyor.
Tam bir cehalet dünyasında yaşıyoruz. Uzmanların bilmesi gereken şeylerle doldurmuşuz beynimizi. Ama gerekli olan hiçbir şeyden haberimiz yok. Ne derler; ’Ne ararsan bulunur derde devadan gayri’. Enformatik cehalet bu olsa gerek.
Her şeyi dolduruyoruz beynimize. Orasını tam bir çöplük haline getiriyor. Dini yönden ise tam bir cahillik deryasında yüzüyoruz. Sanki bu dünyada ebedi kalacak, öteki dünyaya hiç gitmeyecekmişiz gibi hep bu dünyayla ilgili şeyler öğrenip duruyoruz. İşimize yarayacak, yaramayacak her şeyi öğreniyoruz.
İş hayatından aile hayatına oradan gündelik ibadetlerimize kadar tam bir cehalet içindeyiz. Çocuklarımızı inançlı yetiştirmek adına tam bir ihmal, ailemizi çekip çevirmede din ve ahlak kurallarına uymada tam bir gaflet, ibadetlerimizde tam bir cehalet içindeyiz.
Cami cemaati olarak kahvehaneden eve, evden camiye, camiden kahveye bir hayatımız var. Evde kadın dırdırından kaçtığımız iki yer var; biri cami, biri kahvehane. Hiçbir meselemiz yok. Onun için her şeyi siyasetten bekliyor, günübirlik siyaset dedikodularıyla yuvarlanıp gidiyoruz.
..
T-De Muse -137-Sweden
Vet ni...
De Muse...
Din kropp...
Det finns en hel del? skelista....
..
T-De Muse Star By Moonlight-137-Sweden
Vet ni...
De Muse Star By Moonlight...
Din kropp...
Det finns en hel del? skelista....
..
Bu dünyaki dönüp duran birane. söyle bir bakdımda halimize içler acısı vay halimizeki hemde ne vay. hele gençlimi hele gençliz bölünmüş dagılmıs duyguları istismar edilmiş sevgiden saygıdan ahlakdan mahrum bırakılmış medya basın yayın kafasını gönlünü zehirlemiş
gözleri artislerin eli kanlı katillerin resimleri ile suslenmiş. eline kitap defter yerine kumar kagıtları tutusturulmus allah sevgisi kuran sevgisi vatan sevgisi yerine ideal olarak şehvet ve menfaat avcılıgı öretilmiş duyguları düşünceleri hedefleri bölünmüş sahipsizlik duygusuna itilmiş ve nitekim ve nitekimvurdum duymaz neme lazımcı üretgen olmayan bir gençlik bir topluluk ortaya çıkmısdır daha neler neler bogaz köprüsünden intihar etmek için
kendini sarkıtanlar anne babasının mirasına konmak için kiralık katil tutanlar kimizamanda kimi zamanda okul basıp sevgilisini öldürenler amaçsız anlamsız gayesiz zevk ve eglencenin esiri olanlar. din ahlak namus ve vatan gibi manevi degerlerimizi pazarlardaki mal gibi alıp satanlar en kötüsü en kötüsüde ne biliyormusunuz idealsizlik hedefsizlik sahipsizlik işte işte özenti duyulan degil özenti duyan bir gençlik karsımızda batılılaşmak ugruna medeniyet perdesi altında din ahlak namus vatan ve millet gibi manevi degerlerinden vaz geçen vaz geçirilen bir gençlik.
bu dünya çürük diş gibi olmus nasılki çürük diş çıkmadıgı sürece sahibine rahatlık ve huzur vermez işde işde bizim gençligimizde maneviyatını çökertilerek böyle anlamsız gayesiz hedefsiz ve idealsiz bir hale gelmiş ve getirilmişdir. hele hele anne baba sevgisinden sevkatinden mahrum oldugu sürece egitimden terbiyeden ahlakdan bir haber olmadıgı sürece bir çürük diş haline gelen maneviyatımız tamir edilmedigi sürece sizede rahat ve huzur olmaz olamaz olmamalı
..
Kabul
İnsan İnandığı Kabulü Yaşar
Okyanustaki balık sürüleri gibi oradan oraya küçük bir ürkütmeyle yönlenen bir toplumun şu an hangi yönde olduğunun ne değeri olabilir ki?
Neden insanlığı sürükleyen, etki altına alan ideolojik veya dinsel öğretilerin nerdeyse tamamı “Orta Çağ” ürünü? Bu konuda ciddi düşünmek gerekmez mi? İlk çağlarda da muhteşem uygarlıkların var olduğunu biliyoruz! Hatta uzay çağı, bilgi çağı derken, bilinç çağına gelindi ama hala “Orta Çağ” dinsel veya ideolojik kalıplarında takılı kalmak niye?
..
Selamünaleyküm can, iki bin on sene,*
Yirmi Eylül gül hafta, Pazartesi yine.*
**
Ders başı yapar canlar, coşkundur yurt, yuva,*
Biraz mahsun valideyn, ıssızdır ev, ova.*
**
Üzülme can annecik, yavrun emin yerde,*
..
Günde beş vakite
Beş vakit ekler
Hak hukuk derken
Düz ovada şaşırır
Yetim hakkı ne ki?
Kul hakkı var mı?
Kıvırır durur din yobazı
..
Vahiy geldi ilk oku diye
Herşey okuyarak başladı önce
İslamiyet yayıldı bir uçtan öteye
Ya Allah Ya Muhammed diye
Din öğretiyordu bize sevmeyi
Muhammed çağırıyordu kardeşliğe bizi
..
? ? ? ? ? ? ? ? ? ?
ŞEHİDİN OLMAYA VARIM
Kanımı dökerek, canımı verip.
Din uğruna, vatanımı ırz bilip.
Kur’an ı kerimle, ölüme gülüp.
Bu değer uğruna, ölümü sevip.
..
Ilki kendin tanımakdır, din-ü- dünya temeli
Sen ki kendin tanımazsın ki sana ne demeli
..
Atmosferdeki CO2 miktarı artıyor,karalardaki ve denizlerdeki cıva miktarı tehlike sınırlarını aşmış,okyanuslar ısınmış,buzullar eriyor,deniz seviyeleri yükseliyor,gezegenin kıyı şeridinde yer alan bereketli ovalar deniz taşkınlarının tehdidi altında,eriyen buzullar tekrar donamıyor,milyarlarca yıl doğal süreçler sonucu elde edilen denge bozulmuş,48 enlemden güneye geçen buz dağlarının sayısı 50 sene önce sadece 600 iken bu gün 1000 civarına ulaşmış.
Antertikada Larsen-B bölgesi çökmüş,okyanus sıcaklığı ve kimyasal yapısı gulf-stream yönünü değiştirebilecek kadar değişmiş,beyaz ayılar ne yapacağını şaşırmış,Avrupa kendisini fark ettiği günden beri sahip olduğu yağışlı iklimi kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya,toprak erozyon ile kayıp olmakta,ovalar yeterli yağmur alamamakta,bereketli topraklar cahil yerel yönetimlerin teşviki ile dünyanın her yerinde betonlaşmakta,kış sporları yapmak için Alplerde bile yeterli kar bulunmamakta,kayak merkezlerindeki turist bekleyen otel işletmeleri şaşkın,Orta Asya'nın ünlü iç denizi Aral Amu-Derya ve Suri-Derya nehir yataklarının değiştirilmesi sonucu bitkin düşmüş, göllerimiz kurumakta, sular çekilmekte, dağlardaki temiz su kaynakları birer birer yok olmakta, ovalarda kuraklık her geçen gün artmakta,çaresiz çifçiler yağmur duasına çıkmakta, yağmur yağmayacağını tahmin eden meteoroloji uzmanlarına dahi sanki yağmura onlar karar veriyorlarmış gibi kızmakta,yani kime kızacağını dahi bilememekte,kışlar eskisi gibi soğuk olmamakta,sonbahar geç ilkbahar erken gelmekte,kuşların göç yolları ve zamanları değişmekte,bir çok canlı bir daha geri gelmemek üzere yok olmakta,meyve ağaçları erken çiçek açmakta,çevremiz kendi yaşam sürecinde dahi farkına varabileceğimiz değişimler uğramakta,hastalıklar yayılmakta,denizlerdeki yaşamı tehdit eden yabancıl canlılar türemekte,amipler yok olmakta,yağmur ormanları çıkar sağlamak için tahrip edilmekte,orman yakınlarında kurdurulan yerleşim bölgeleri ormanları yok etmekte,siyaset bu yok oluşu teşvik etmekte,kömür yakan termik santrallerin bacalarından çıkan SO2 ve NO2 su buharı ile birleşmekte asit yağmurlarına dönüşmekte,havadan yağan bu zehire karşı yönetimler palyetif önlemler almakta,problemi çözücü uygulamaları yaşama geçirememekte,büyük sermaye kesimleri bu gidişi teşvik etmekte,iyi niyetli politikacıların ve sivil toplum örgütlerinin gelişmeler karşı yürüttükleri girişimler sonuçsuz kalmakta,açlık her geçen gün artmakta,dünya nüfusunun hemen hemen dörtte biri henüz elektriği tanımamakta,yeterli temiz su içememekte,kolera tifo gibi önlenebilir hastalıklar milyonlarca insanın ölümüne neden olabilmekte:
Bir buzul kütlesinin üstüne tünemiş ve ne yapacağını şaşırmış sevimli kutup ayısının çaresizliği insanlara sirayet edecek mi?
Ekonomik değer üretmeyi toplumların mutluluğu için tek seçenek olduğunu Dünya'ya dikte eden liberal ekonomilerin,gezegenin başına ne işler açtığı ortadadır.Beş milyar yaşındaki gezegenimiz,yaşanabilir olma özelliğini her geçen gün yitirmektedir.Son 30-40 senedir, büyük kentlerimiz cevresel ve sosyal kirlenme ile karşı karşıya bırakılmış, çağların değişimine tanıklık etmiş soylu İstanbul sonradan görme cahil bir kıro takımının işgaline uğramış,kanunlara saygılı devletine güvenen vatandaşlar için yaşanamaz bir kent haline dönüşmüştür.İstanbul'un kaderini Türkiye'nin de paylaşması uzak bir ihtimal değildir.Bu çarpık gelişmeler küreselleşme politikalarının ülkemize yansımasının sonuçlarıdır.Artık sade vatandaşların bu oyunu görme ve kendi çıkarları için tavır alma zamanı gelmiştir.Üretim ve tüketim çılgınlığına,gezegenimizin doğal kaynakları daha ne kadar dayanabilir? Bütün bu olgular Dünya'nın aklını kaçırdığı anlamına
..
İşte sana hak nizam
Temiz düzgün yaşam
Sevgi saygı birlik inan
Gel kardeşim İslam’da
Doğruluk ve dürüstlük
Emanetlik ve emniyetlik
..