Din,
(Din) lenilmek için
Gönderilir tanrıdan
Veya üretilir insandan
Tanrıdan gönderilen
Gerçek (din) dir insana
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
İşte bu şiirin özüne tamamen katılıyorum. Dini öğretmeye çalışanlar tarihin her aşamasında dini çıkar için kullananlar olmuştur. Kimdir bunlar (!)?...
Elbette tarikat adıyla saf dindarların inançlarına kirli elleriyle yapışmış asalaklardır. Din Tanrı ile Kul arasında olması gerekirken, üstelik rehber kitabımız Kuran varken...
Kuran'ın kolay anlaşılamayacağı safsatasıyla insanları korkutup tekeline geçiren ve aslında dini bölük pörçük etmekten ve çıkar elde etmekten başka emelleri olmayan bu güçleri silkeleyip yakamızdan düşmelerini sağlamamız gerekmektedir. Kuran, akli melekeleri yerinde olan her insanın anlayabileceği düzeyde indirilmiştir.
Öyle ise aracılara, softalara havale ederek onların anlatımlarından dinlememek gerekir.
Sadece dini bölüp parçalamak la da yetinmemektedirler. Ulusal bilinci yok ederek vatan hainliğine de soyunmuşlardır bu zihniyetler.
Kutluyorum bu güzel şiirinizi.
Saygılarımla...
Çıkarını din yapar
Dinler üstü çıkardan
(Din) letir (din) e
Tüm çıkarlarını
Bencil duygularından
Çıkara yönelik çalışan
Bütün muhakeme/aklından...günümüz Türkiye gerçeği bence bu,çok güzel anlatmışsınız,tebrikler
Dini dile düşürüp, kafa karıştırıyorlar......tesbitleriniz çok doğru.....öğrenmek bitmiyor....kaynağından okuyup bilgilenmek ve yaşamak en güzeli...........teşekkürler....tebrikler.....saygılar..........Saniye Sarsılmaz
Çıkar,
Bencil duygulardan
Silahları yalan ve riyadan
Kıvrılır dururlar insandan
Ustadır kıvrılmakta yılandan
Sebat ve azim yokluğu inançtan
Vefasızlık, ihanet olur çıkarlarından Yüreğine sağlık sevgili dostum kalemin daim olsun
Çok doğru sözler ustat asıl dini kendine malzeme yapanlar inançlara zarar verenlerdir gerçek islamla müslüman geçinenlerin pekte alakalı olmadıkları göz önünde bin dörtyüz yildan fazla bir zaman geçmesine rağman hala müslümanlık yeterince öğrenilememiş bunu nedeni arapça okunmasıdır oysa din anlaşılmak için gönderilmiştir her toplum kendi dilinde okumalıdır aksi halde sizin belirtiğiniz konular kaçınılmaz dır çok güzel bir çalişma kutlarım saygılarımla
İşte, İnsanlar Rabb'den gelen din'e dil kattıkları için Rabbim Din-i İslamiye'yi gönderirken,Kur'an-l Hakimi(kendi dili)'ni de göndermiş.... diğer dinlerden ve kitaplardan farklı olarak şu tartışmasız noktayı da koymuştur;
'O' (KUR'AN)nın koruyucusu bizleriz''..diye.
..ve bu cihetle İnsan DİL'inin DİN'e karışması kıyamete kadar engellenmiştir.
Bu faydalı çalışma için teşekkürler Mehmet Hocam..saygılar,selamlar.
Sonsuz Muhabbetlerimle.
saygılar
bir dize alıp yorum yazmak istedim ama hangisini
hepsi gerçeğin ta kendisi.
din ve insan
o kadar güzel irdeleme ve tesbitler ki
sadece
saygı duydum
ve varol abimdedim
hürmetler
[[ inançlara ve düşüncelere saygılı olmak, anlayış ve hoşgörüyle yaklaşmak, yapıcı olmak insan olma yolunda tartışılmaz zorunlu bir gerekliliktir.saygıyla esen kalın.]]
yüreğinizi ve kaleminizi kutluyorum....selam ve saygılar....
Çok güzel olmuş şiiriniz.Anlayabilene.Çanakkale şehitlerini anarken mangal da kül bırakmayanlar.Onların hangi gayeyle toprağa düştüğünü bir idrak edebilseler.Edemezler çünkü kalb gözleri mühürlenmiş ve aynı dairede dönüp duracaklardır.Saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta