Din, Karbondioksit, Gerçekler İse Oksije ...

Hüseyin Çubuk
377

ŞİİR


45

TAKİPÇİ

Din, karbondioksit,
Gerçekler ise, oksijen gibidir..

Karbondioksite ne denli yakın durursanız, beyin foksiyonlarınız o denli durur ve oksijen ihtiyacını bile, o denli az hissedersiniz..


Oksijen ise, ne kadar çok solursanız, beyin foksiyonlarınız o denli hızlı ve sağlıklı çalışır ve karbondiooksitli bir ortamın o denli farkına varırsınız..

Tamamını Oku
  • Sevilay Çartık
    Sevilay Çartık 21.07.2017 - 00:49

    Gerçeğin oksijeni, dilerim bütün beyinlere yol alır.
    Her zaman, her konuda...Kutlarım, tebriklerimle...Saygılar...

    Cevap Yaz
  • Gül Keleş
    Gül Keleş 18.07.2017 - 12:46

    Aslında bu yapanlar en az bunun farkındalar ama işte maalesef her şeyi oyuncak haline getirmişler sevgiler üstadım

    Cevap Yaz
  • Yusuf Değirmenci
    Yusuf Değirmenci 14.07.2017 - 23:20

    ah hüseyin bey o karbon dioksit hala okullarda çocuklara solutuyorlar kutlarım bir haftadır virüs nedeni ile bilgisayarımı açamadım sonunda ustasına götürdüm bu yüzden paylaşımları okuyup yorumlayamadım kutlarım hüseyin bey

    Cevap Yaz
  • Canan Ereren
    Canan Ereren 13.07.2017 - 12:55

    Yüreğinize ellerinize sağlık hocam,duyarlı yüreğinize içten saygımla...

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Çubuk
    Hüseyin Çubuk 13.07.2017 - 06:30

    Din, karbondioksit,
    Gerçekler ise, oksijen gibidir..

    Karbondioksite ne denli yakın durursanız, beyin foksiyonlarınız o denli durur ve oksijen ihtiyacını bile, o denli az hissedersiniz..


    Oksijen ise, ne kadar çok solursanız, beyin foksiyonlarınız o denli hızlı ve sağlıklı çalışır ve karbondiooksitli bir ortamın o denli farkına varırsınız..

    Çünkü; İnsanın soluduğu oksijenin yüzde yirmi beşini beyin hücreleri tüketir..

    Yani; Dine ne kadar yakın durursanız,
    Dinin etki alanına ne kadar girerseniz,
    Gerçeklere o kadar yabancılaşırsınız.

    Ya da, başka bir değim ile;
    Gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsanız,
    Gerçeği söyleyenlere o denli yabancılaşırsınız..

    13/07/2017

    Hüseyin Çubuk

    ___________
    ___________

    Hikayesi;

    Bin dokuz yüz seksen, darbe yıllarında,
    cezaevleri o kadar kalabalıktı ki,
    Bazı cezaevlerinde, iki yatakta üç kişi yatıyordu..

    Sabah sayımına, cezaevi bahçesine çıkıp, tekrar koğuşa kapatıldığımız da ancak, farkına varabiliyorduk, koğuştaki karbondioksit yüklü kirli havayı..

    Bazı cezaevlerinin hücreleri de aynı idi..
    Yani; İlk dakikalarda dayanılmaz pis koku, dayanılmaz bir havasızlık ile karşı karşıya kalıyorsun ve zaman geçtikçe o ortama farkında olmadan alışıyorsun..

    Ancak bünyesi zayıf olan bazı hükümlülerin hücre cezası bittikten sonra, bir daha hayata tutunamadıklarına tanık oluyorduk..

    13/07/2017

    Hüseyin Çubuk

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta