Ağzı yok, dili yok…
Bu bendeki dilsiz yara.
Ne geceye anlatabildim,
ne sabaha sığınabildim.
İçime çöken o karanlık,
bir sis gibi dolandı omuzlarıma.
Ne yana dönsem adımı çağıran
bir hüzün var sessizliğin içinden.
Duyarsız değil,
yalnızca yorulmuş bir kalbin fısıltısı bu.
Kimseler bilmez,
en çok konuşamayan acılar bağırır içimizde.
Sözlere sığmayan bir ağırlık taşırız,
hiçbir heceye kirpik düşüremezken.
Gecelerden geçerim,
gölgesine basılınca acıyan bir düş gibi.
Her adımımda eski bir kırık,
her nefesimde yenisi eklenen bir sızı…
Ben sustukça büyür,
büyüdükçe kök salar içimdeki yara.
Bir gül değdi sanırsın,
oysa dikeni koşmuş kalbime…
Kendime bile söyleyemediğim ne çok şey var,
içimde saklı duran bir şehir gibi.
Kapıları kapalı, sokakları ıssız,
ama her köşesinde adım adım anılar dolu.
Yalnızlık bazen ağır,
bazen de alışılmış bir nefes.
İnsanı en çok insan yorar,
ama en derini insan olmadan geçmez.
Bazen bir bakış yaralar,
bazen bir susuş tamamlar eksik acıyı.
İçimde sana benzeyen bir hatıra durur hâlâ,
tozlanmış, unutulmuş, ama silinmeyen…
Yara konuşmaz,
ama sustukça öğretir insanı.
Kırılmayı, toparlanmayı,
yeniden yürümeyi…
Bazen yavaş,
bazen tökezleyerek…
Ama her defasında biraz daha kendine yaklaşarak.
Ben bu sessizliğin içinde
kendime bir yol aradım.
Acıya rağmen yanan bir ışık buldum.
Belki solgundu, belki ürkekti,
ama bana aitti.
Ve anladım ki:
Yara ne kadar dilsizse,
beni o kadar konuşturuyormuş hayata karşı.
Şimdi bırakıyorum rüzgâr alsın ne varsa içimde,
kırıklarımı, sızılarımı, tamamlanmamış hayallerimi…
Belki bir gün aynı rüzgâr
kalbime yeni bir ses getirir diye.
Ve bil ki bu şiirin sonunda
adımı değil,
bu acının içinden doğan sözün sahibini koyuyorum.
…Kul Ortak…
KUL ORTAK
Baki OrtakKayıt Tarihi : 12.12.2025 12:09:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!