Ayyaş yelin ellerine düşen ellerimin sıcaklığını tenhaları seven düş güzelinin demindeyim.
Yüreğime suretin zerleri çizilmiş.Bu senli kalabalıkların
öksüz dilinde beni dile getiremeyişinin sızısındayım.
Hüznün eriten penceresinden ay yüzüne bakıyorum.
- Ayın suskun bakışlarından gözbebeklerinin yalnızlık bebeklerini görüyor ve susuyorum.
-Sıvasız bıraktığın gidiş duvarıma her güzelden inci yazılar var.Aşkımızın duvar yazısını okuyan yaralı herkesin aşk destanıyım.
Üşümüş bir gelişin uçurumunda uçuk sevgiler büyütüyorum.
Neo- sevilerin sihrinde ruhumun isimsiz sızılarını deşifre ediyor aşklar, alıştıklarım, sevdiklerimi yürek üstü bırakılışlarım, sensizlikler
Tortular ile zorlukların ıslak güneşinde gözlerim senden başka kimseyi görmüyor. Tutkunun eski treylerinde kendimi bulmanın son bulmacasında siyah renkler dilsiz kalıyor. Ben aşkın gökkuşağıyım.
-Renkler ile renksiz kalışların boyasıyım. Boyamış sevdanın makyajlı Leyla’sının aşk kırığı olup sustum sahilinde.
Yorgun düştüğüm seni özleme gecelerine yamalar yapan usumda
kalbimin söküklerini yapsam, arada seviyorum boğumu atsan, aynı ruhun benzerinde akışsak zor mu ki dilnazım.
-Yokluğunu sorduğum güllerin kokusunda aşkına sarhoş kalmak ne kadar zor biliyorum.
Talanlanmış öykülerin kahramanıyım. Yırtılmış umutlarla betimlenen tavırlarımı herkes biliyor. Biraz artistim kendime.
-Gam ile gem arasındadır duruşlarımın gamsız gidişleri. Her denize değil, her dehlize kadardır kedersizliğim.
-Susamış özlemlerle ıslanmış , hatta ıslaklanmış gidişlerle kalışların didişmeleri arasında kalan erinç bir ruhun tilmiziyim.
-Aşk yalnız bir ödevmiş …Çok çalışkanım sevmelerde,çok başarılıyım tutkularda; ama ödevim sen yok…
- Bu hayat dersinde yurtsuz özlemlere vuslatına sülün yaptın.
-Emiyorum can aşkından seve seve, özleye özleye , bekleye bekleye içten.
İçi ürperten güfteyle soluk aldım sensiz uzaklara.
İsteyişlerimin sönmemiş yanardağlarında bağrım da yandı.
Umarsız kalışına sismik ahlar ekledim. Depremimle, sebepler arasında tükenmiş sende kalışları ağırlıyor aşk.
•Şimdi bir yağmur gibi çıkıp gelsen nadaslarıma.Islasan uslanmışlığımı.
Sensiz üşümüş ellerimi tutsan yağmurdan önce.Öpsem öpülmemiş talihini…Yağmurlar yerine yarimin gözyaşları ıslasa yalnızlığımı daha içtepi bir hale gelirim.
Yüreğimdeki aşk, aşkınla alev alsa, bir kor gibi kör olsam sensizliğe.
Yıldızların yanıp sönüşünü yalnızca derin sezişlerde anlasam.
-Arzuhâlimin dilekçesini yazıyor bekleyiş kalemi.
Gidişine bulaşmış saatlerin akrepsiz güncelerinde erir halim. Helalimin kitabından uzak kaldığın her günün fikir zekatını kimsesiz ruhuma veriyorum.
Sesine güfteler yapan bülbülün Davut şubesiyim. Bağırıyorum hüseyni türkülerle bağrı yanık olarak.
İçimde büyüyen, büyülenen aşk volkanlarına isim bul. Söndür sevgilerinle beni bu yanık halden.
Allı pullu yarınları emzirmelisin çilesiz güncelerin dilinde.
Acılarına barışık aşk çiçeği gibi solma huzurumun bahçesinde…
Önce kavuşma yeşilliğine renk ol, yeşer içimdeki senli filizini… Sonra susamış günlerin meramında beni besle aşkınla,alışamadıklarına.
Bütün mevsimlerin elleriyle, seni elden, dilden, gönülden, her demden alacağım.Dil dil çözüleceğim DilNAZım
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 11.1.2011 17:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!