Dillerdeki Müjde
Yıllar önceydi
yüz yıllar önce
bundan tam on dört asır önce
insanlar putlara tapıyor
ateşten ilahlar ediniyordu
güçlülerin güçsüzleri ezdiği bir zamandı
kadınlar hor görülüyor
kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu
insanların köle olarak satıldığı bir zamandı
bütün insanlık çaresizlik içinde bir kurtarıcı bekliyordu
ve bir gün gökyüzünde bir yıldız görüldü
bir işaretti bu beklenen kurtarıcının geleceğine dair
bir işaratti bu insanlığın huzura kavuşucağına dair
bu bir işaretti adı övülmüş olanın geleceğine dair
ve miladın 571. yılı bir ses yankılandı mekke sokaklarından
müjde müjde ey İbrahim
en kutlu torun dünyaya geldi
müjde ey İsmail
salih evlat dünyaya geldi
müjdeler olsun ey amine
gözbebeğin dünyaya geldi
mucizesiyle putlar kırıldı
şirkin bağı çözüldü
şeytan kıskançlığından deliye döndü
semadan tekbir sesleriyle melekler yere indi
yeryüzünden sevinç çığlıklarıyla varlıklar dile geldi
adını Muhammmed koydu rabbi
çünkü o alemlere rahmet geldi
nura büründü kainat baştan başa
doğudan batıya kadar adı yükseldi
aç gözlerini efendim
bak varlık senin hasretinle yanıp tutuşmakta
seni beklemekte yıllardır gözler
hayalinle avunup durdu yürekler
bir tebesüm ette kainat kendinden geçsin
çatlamış yüreklere su serpilsin
sevgili anne kucağında
annesi şefkat dolu bakışlarıyla ona bakıyor
odanın içi nurla dolu
ve oda da abdimenaf kızlarını andıran huriler dolaşıyor
kimbilir aklından neler geçiyor annesinin
babasının yokluğunu hissettirmemesi gerektiğimi
yoksa hamile iken gördüğü nurlu rüyalarmı
kutlu doğum haberi abdul muttalibe ulaşıyor
abdulmuttalib sevincini mekke halkıyla paylaşmak için ziyafet veriyor
gelen misafirler çocuğun adını ne koydun diye soruyorlar
muhammmed koydum diyor
sebebini soruyorlar
onu yerde halk
gökte de hak övsün diye diyor
sevgili halimenin evinde
halimeyle kocası onunla mesut ve bahtiyar oluyor
kocası halimeye duyduğu mutluluğu kelimelere dökuyor
ey halime bu getirdiğin yetimin ayağı ne uğurluymuş
o geleli gecemiz hayır oldu
aman ona iyice bakalım
sevgili çocuk yaşlarda
babasızlığın hüznü var yüreğinde
ancak akranlarından bir fark var arada
yürüyüşü farklı, oturuşu farklı, konuşması farklı
insanın içini yakan bir nazar var bakışlarında
fıtratında insanlığa örnek ahlakı
yaş altı
annesiyle beraber medine yolunda
hayatının en acılı günlerinden birini yaşıyor
dönüşte annesi ağır hastalanıyor
annesi ayrılık vaktinin geldiğinin farkında
onu son kez dünya gözüyle süzerek bağrına basıyor
ve bu fani gözlerini kapıyor
son sözleri her yaşayan ölür
her yeni eskir
evet bende öleceğim
fakat ismim ebedi olarak yaad edilecektir
çünkü tertemiz bir evlat doğurmuş,
arkamda hayırlı bir yaad edici bırakmış bulunuyorum oluyor
sevgili artık abdulmuttalibin himayesi altında
ancak çok uzun sürmeden oda yola revan oluyor
ve amcası ebu talibin himayesi altına giriyor
ebu talib onu gözünden bile kıskanıyor
yaş 25
evlilik çağına gelmiş bir delikanlı
adına muhammedül emin diyorlar
insanlığın emini oluyor
her haliyle insanlığa örnek gösteriliyor
melekler geziyor üzerinde
hayatını hz haticeyle birleştiriyor
yaş 35
büyük bir arayış içinde
yaş 39
vuslat vakti yaklaşmakta
ve işte beklenen gün
yaş kırk
ağır bir yük geniş omuzlarında
vakit iki eminin birbiriyle buluşma vakti
yeryüzünün emini ve semanın emini
ve hirada yankılanan oku emri
ardından sessizlik
ve sevgilinin titreyen sesi
ben okuma bilmem
sonra meleğin onu büyük bir kuvvetle sıkması
ve tekrarlanan söz
oku yaradan Rabbinin adıyla
o insanı bir kan pıhtısından yarattı
oku! Çünkü Rabbin en büyük kerem sahibidir
O kalemle öğretendir
insana bilmediği şeyleri öğretti
oku efendim
bütün hatipler sussun
sadece senin sesin yükselsin
cansız varlıklar dile gelsin
hak batıla üstün gelsin
oku ki dillerde mücdelenen sensin
asırlardır dört gözle beklenen sensin
güzel ahlakı tamamlayacak olan sensin
Artık yeni bir dönem başlıyor
ağşıklar mağşuğuna kavuşuyor
İbrahimin hanif dini yeryüzüne yayılıyor
ümit ışıkları karanlığı boğuyor
o gün insanlığın en önemli günü oluyor
fakat ne hazindirki kavmi ona Muhammedül emin der iken
yalancı demiye başlıyor
getirdiklerini inkar ediyorlar
bunlar sihirdir diyor ve
onunla mecnun diye alay ediyorlar
amcası bile ona karşı çıkıyor
ona inanan bir kadın ve iki çocuk
din onların omuzlarında yükseliyor
ve zorluklar peş peşe geliyor
ilkin yaşanan evlat acısı
ardından vefa dostundan ayrılık
ve amcası ebutalibin vefatıyla himayesiz kalışı
o yılın adına hüzün yılı deniyor
Ama Rabbi onu yalnız bırakmıyor
Arşın kapılarını ona açıyor
Rabbi onu miracla şereflendiriyor
hiçbir varlığın yükselemediği bir makama yükseliyor
yaş 53
sevgili medineye hicret yolunda
yanında sadık arkadaşı
ardına dönüp son kez kabeye hüzünle bakıyor
ey mekke sen benim için herşeyden daha değerlisin
ama senin insanların beni rahat bırakmıyorl
sözleri dökülüyor mübarek dudaklarından
ve kırık bir kalple hicret yolunu tutuyor
Medine ona kapılarını açıyor
medine onu bağrına basıyor
medine onu büyük bir sevgiyle kucaklıyor
Medine onu şarkılarla karşılıyor
Ay doğdu üzerimize
Veda tepesinden
Şükür gerekti bizlere
Allaha davetinden
Sen güneşsin sen aysın
Sen nur üstüne nursun
Sen süreyya ışığısın
Ey sevgili Ey Rasul
Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir davetle geldin
Sen bu şehre şeref verdin
Ey sevgili hoş geldin
Ey Rasul sana söz verdik
Doğruluktan ayrılmayız
Sen ey esenlik yıldızı
Senin sevginle doluyuz
Medine günleri Mekke özlemiyle geçerken
savaşlar başlıyor
bedir, uhud, hendek, hayber
ve derken Hicretin onuncu senesi mekkenin fethi
mekkeye kansız giriliyor
mekke putlarından arınıyor
sevgili kavmine sesleniyor
EyKureyş ahalisi!
Size ne yapmamı tahmin ediyorsunuz?
kavmi cevap veriyor
Senden Hayır bekleriz.
Çünkü sen kerim bir kardeş,
kerim bir kardeş oğlusun
sevgili konuşmasına devam ediyor
sizinle benim halimiz yusufun kardeşlerine dediği gibi olacaktır
Yusufun kardeşlerine dediği gibi ben de diyorum:
Size bugün geçmişten dolayı hiçbir başa kakma ve ayıplama yok.
Allah, sizi bağışlasın.
O, merhamet edenlerin en merhamaetlisidir(Yusuf Suresi 92) .
Haydi gidiniz, hepiniz hürsünüz
gönülleri feftehediyor mekkede
ve iman yurduna, ensarın evine dönüyor
yaş 63
sevgili hasta yatağında
gözleri tavanda
işaret parmağı havada
bir kelime iki dudağının arasında
refiki ala refiki ala deyip
hilali çizerek
bu fani hayata gözlerini kapıyor
sahabe şaşkınlıkta
hz ömer etrafına tehditler savurmakta
Kim Peygamber öldü derse, onun kellesini uçururum
Hz. Ebu Bekir geliyor
dostunun yanına varıyor
onu kucaklıyor, bağrına basıyor
öpüyor
bırakıp tekrar kucaklayıp tekrar öpüyor
ve dostuna sesleniyor
hayatında da, ölümünde de güzelsin Yarasulallah
sonra halka hitap ediyor
“Ey Müslümanlar!
Sizden kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki o ölmüştür.
Ama kim Allah’a kulluk ediyorsa bilsin ki Allah ebedidir
Yıllar önceydi
yüz yıllar önce
bundan tam on dört asır önce
insanlar putlara tapıyor
ateşten ilahlar ediniyordu
güçlülerin güçsüzleri ezdiği bir zamandı
kadınlar hor görülüyor
kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu
insanların köle olarak satıldığı bir zamandı
bütün insanlık çaresizklik içinde bir kurtarıcı bekliyordu
ve bir gün gökyüzünde bir yıldız görüldü
bir işaretti bu beklenen kurtarıcının geleceğine dair
bir işaratti bu insanlığın huzura kavuşucağına dair
bu bir işaretti adı övülmüş olanın geleceğine dair
ve asırlar sonra
tam ondört asır sonra
yeryüzünde felaktler peşpeşe
insanlar azgınlığın pençesinde
dünyanın dörtbir yanında yıldızlar parlıyor
bunların sevgilinin yıldızları
onlara uyanlar yolunu buluyor
Kayıt Tarihi : 23.3.2012 17:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!