Sorma artık, beni yakma! Suallerden canım yandı.
Cevapları biliyorsun, sormalara ne gerek var?
Vurma artık, bana vurma! Gülmemde bin elem saklı.
Madem hüzne atacaksın, gülmelere ne gerek var?
Sana oyun gelir her şey; cilveler, oltanda yemin.
Bir mecnun daha incittin; gönlün kırdın, daha demin.
Bağrımı yırtarak aldın; kalanları, haydi sevin!
Madem bir gün yıkacaksın, yapmalara ne gerek var?
Yorma artık, beni yorma; gençliğim yolunda heder…
Gelmelerin kâbus oldu, gitmelerin ondan beter.
Bu kadar med-cezir fazla, bu kadar gel-git yeter!
Madem bir gün gideceksin, “gelmeler”e ne gerek var?
Hayalinle mi avunsam, elimde sararmış resmin?
Üstünde bir kaldırımın, dilimde fısıltı ismin…
Ne de yaman bir hayalmiş! Hülyamda, rüyamda cismin…
Madem gerçek olmayacak, hayallere ne gerek var?
Lütfen bırak yüreğimi, tebessümle umut verme!
Züleyha’dan beter halim; ehl-i Mısır, beni yerme!
Ne olur, dokunma kalbe; ne olur, sırrıma değme.
Madem almaya gönlün yok, dokunmaya ne gerek var?
Bırak beni, yetsin artık! Yetsin artık sevmelerin!
Önceleri umut verip, ardı sıra gitmelerin…
Anladım, küllü yalanmış; Leyla’ya benzer sözlerin.
Madem yalan olacaksın, gerçeklere ne gerek var?
Kayıt Tarihi : 21.8.2010 18:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!