Dili Damağı Kurumuş Sayıklamalar Şiiri - ...

Avni Çakar
42

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

insan ellisine varınca avuçlarına düşermiş yüreği
uzayan akşamlarda keşke tadında yutkunmalar
ufkun ötelerini merak etmekten vazgeçip
görmeden geçtiklerini şimdi keşfetmek gibi

şu ah sözcüğü ne yaman
göğüs kafesimize yetmezken gücü

Tamamını Oku
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 15.06.2010 - 10:12

    Düpedüz, alenen 'beni günün şiirine seçmeyin' diye haykıran bir şairin şiiri neden seçilir, anlamadım hiç!

    Teşrih masasına yatırmak için mi?

    Her ne kadar ne ellisinde ne de altmışında yüreği avuçlarına düşmemiş, 'ah'ları ve 'keşke'leri olmayan; kısacası şairle duygudaşlık frekansında buluşmayan bir yazar olsam da, beni düşündüren şiirleri severim. Laf salatası yapmayıp şiirin özü olan 'söz'ü yerine oturtanları da...

    Şiirden ne anlıyorsan, onu nasıl algılıyorsan odur. Bana göre gri, yaşamdaki durağanlığı, tekdüzeliği, rengi yitirmişliği çok güzel vurguluyor. Eflatun ve ebruli ise Yuda'nın renginden tutun da demli hüzünlere kadar uzanan çağrışımlar yapıyor.

    Eflatun ayrıca soyluluk simgesi bir renk olup ünlü filozof, 'bilgi erdemcisi' Platon'dan dolayı hem felsefi uzantılarını hatırlatıyor, hem de tıpkı insan yaşamındaki iniş-çıkışlar gibi emperyal güçlerin yükseliş ve düşüşlerini... İşte tam burada Anitta'nın Laneti'ni üzerinde toplayan ve Hititlerin ilk başkenti olan Hatuşaş'ın yerle bir edilişini; yani emperyal kudretin; diğer bir deyişle, eflatunun dize getirilişini anımsatıyor bana...

    Ve Hattili bir kızın dudağında eflatunlaşan gülüşünü…

    “Söz dinlensin” ifadesini, “gece” ve “uyku” bağlantılarını ise oldukça manidar buldum. “Uyku” hem ölüm imgesi, hem de canlandırıcıdır çünkü.

    Teknik olarak başarılı, anlam olarak derin ve oldukça düşündürücü bir şiirdi. Seçilmeyi istememiş olmasına rağmen 'günün şiiri' sayfasına katkıda bulunan bir şairle karşılaşmaktan mutluluk duydum doğrusu...

    Saygıyla…

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 15.06.2010 - 09:55

    yüreğine sağlık içtenlikle yazılmış.

    Cevap Yaz
  • Hâli Se
    Hâli Se 15.06.2010 - 09:36

    demek birgün ufkun ötelerini merak etmekten vaz geçeceğiz..böyle mi olacak!?....seviyorum 'keşke'li şiirleri...

    Cevap Yaz
  • İdris Akmetin
    İdris Akmetin 15.06.2010 - 09:32

    insan ellisine varınca avuçlarına düşermiş yüreği
    uzayan akşamlarda keşke tadında yutkunmalar
    ufkun ötelerini merak etmekten vazgeçip
    görmeden geçtiklerini şimdi keşfetmek gibi

    Oldukça güzel bir şiir.Kaleminiz var olsun

    Cevap Yaz
  • Orhan Balkarlı
    Orhan Balkarlı 15.06.2010 - 09:23

    Bazı şairler vardır ki yazdıkları ile hemen sırrını ele vermez ama şiiri de seni içine çeker beni anlamalısın der. Yorumumuz elbette ki bu şiire dönük olacaktır. Fakat daha yorumun başında bir hususu belirtmeden geçmek istemem ki o da bu şiir işte öyle bir şey. Zaten Avni Çakar’ ın şiirlerini okuyanlar bilir hemen bütün şiirleri böyle. Şiirleri zekâ ve bilgi birikiminin harmanlandığı çok güzel imgelerle süslüdür Fakat şiiri şiir yapan duygu her daim ön plandadır. Bu tür şairler hem herkesin yazamayacağını yazar hem de diğer şairlere ilham kaynağıdır.
    Efendim şu şiirin güzelliğine bakınız. Yaşlanma ve olgunlaşma ile birlikte insan duygularındaki değişimi ne güzel analiz etmiş. Zannımca gençken yazılabilecek bir şiir değil. Yaşlandıkça diyor katı yürek nasıl yumuşar gençliğinde sevmediklerini sevmeye başlarsın. Hayata daha yumuşak bakarsın yaşlanmaya başladığını anladıkça yüreğin daha da yumuşar eskiden iki yüzü keskin bıçak gibiydin bak ne oluyor bacaklarını kollarını eskisi gibi kullanabiliyor musun? eskisi gibi hızlı koşabiliyor musun?. Doludizgin yaşayabiliyor musun? Çevrenden insanlar birer birer çekiliyor gün gelecek sana belki de bir tas su uzatacak birisini bulamayacaksın. Ah keşke kırmasaydık dökmeseydik keşke az sevdiğimizi daha fazla sevseydik diyeceksin.
    Ve en önemlisi yaşlandığında insanın duyguları hem olgunlaşır, hem daha bir ümitle dolar. Her şeye rağmen bütün zorluklarına rağmen insanı hayatta tutan budur. İnsanı yaşatan hayata tutunduran bu ümittir. Onun içindir ki gerçekten seven âşıklar sevgilileri kendilerini sevmese bile gençliklerinde sevgilerine karşılık bulamasalar bile peşini bırakmazlar sevgilerini içinde yaşatırlar. Çünkü yaşlandıkça yürek yumuşar Ümit ederler ki taş kalpli sevgililerinin yüreği de bir gün yumuşayacaktır.
    Hattuşaş Anadolu da ilk medeniyeti kuran Hititlerin başkentidir. Benim sevgim o kadar eskilerden gerilerden gelir ve aydınlıktır değerlidir demek ister zannımca.
    Ah desem dal kırılır
    Demesem şarap ekşir

    Geniş çarşaflara dökmeli bu iki rengi

    Gençlik ve yaşlılık kemale ermiş bir hayatın iki aşaması. Yaşlandıkça gençliğine dönüp bakarsın hayıflansan ümitlerin kırılacak en iyisi dersler çıkar yaşlılığında önündeki ömrün tadına var. Geniş bir çarşaf gibi tasavvur ediyor hayatı. Gençlik ve yaşlılığı iki renk gibi gri tonlarında ebruli ve eflatun

    Dem uzasın
    Söz dinlensin
    Gece uykuyu beklesin.

    Yaşlılığında tadını çıkar yaşamaya ve sevmeye bak; yaşlanacaksın elin ayağın tutmayacak belki de. Yüreğin yufka gibi olacak. Ne olursa olsun yaşamak güzel. Gençlikte coşkun yürek yaşlılıkta daha bir olgun ve sükûnetle daha gerçekçi ve içten sevmeye devam etmeli ki zaten çekilmez olan yaşlılık kolaylaşsın. Kaçınılmaz mutlak gerçek ölüm gelip seni bulacaktır başka çaren yok o halde hayatı zehir etme daha bir sevmeye devam et sükûnetle.
    Bizim Anadolu’muz etrafında torunları cirit atan ömürleri bir dolu tecrübelerle süslü ümmi bilgelerle doludur. Ne kadar da ciğerden severler torunlarını çocuklarını.’’Anan kurban olsun, nenen kurban olsun, deden hayran olsun’’Sözleri dillerinden düşmez. Demek ki savaşlar, açlıklar, çileler görmüşler acılarla ve zorluklarla hayatı ve insanları daha çok sevmeye bilenmişler. Her zorluğa rağmen hayat ne kadar tatlı son demine kadar yaşanılası bir hediyedir bizlere.
    Bu harika şiiri hem birkaç gün önce başka bir şairimizin sayfasından hem de özel mesaj yoluyla istemiştim. İsteğimizin dikkate alınması bizi çok mutlu etmiştir. Başta Sayın Ahmet Erdem olmak üzere Antoloji yönetimi seçici kuruluna şükranlarımı sunuyorum. Ve şair Sayın Avni Çakar ağabeyim sen çok yaşa emi mütevazı ve bilge kişiliğinle bizlere ilham vermektesin. Senden öğreneceğimiz çok şey var. Avuçlarından öpüyor, saygılarımı sunuyorum.

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Çelebi
    Hüseyin Çelebi 15.06.2010 - 09:14

    Ey kardeşim! Dünya zehirli meyveye benzer.
    Dünya'yı yiyenler bu Âlemde beyhude gezer.
    Aklını başına devşir.
    Yoksa bu bedbaht yerde vücudun ekşir.
    Uzatıyoruz el yurdumuza gel.

    Ekşiyecek bir şeylerin farkına varırsak önceden ahlar vahlar olmaz mezhep imam’ımızın bir sözü var. dün geçti yarın var mı? Gençliğine güvenme ölen hep ihtiyar mı? Buyurmuş. Keşkeler ellide değil gençlikde olsa. Avuçlara yürekler önceden dolsa. Daha iyi olmaz mı?

    Cevap Yaz
  • İnci Eskicuma
    İnci Eskicuma 15.06.2010 - 08:39

    *
    Âhhh çekerken Şarabı ekşitmemek lazım..

    şiire en yakın mısralar .....

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu 15.06.2010 - 08:08

    'uzak yoldan gelse o hattuşaş gülüşlü
    eflatun damlamakta ağzında çiçekleri'


    Şair, Daha önceki hayatında Hattuşaş'lıymış ki, anlaşılan onların gülüşünü çok iyi biliyor. Ne denir...

    'ah desem dal kırılır
    demesem şarap ekşir'


    Hazır yeri gelmişken bir de uzunhava patlatalım
    şurda. Ne de olsa serde müzisyenlik varya.

    Bir ah çeksem, karşıki dağlar yıkılır!
    İki ah çeksem, karşıki dağlar yıkılır!
    üç ah çeksem, karşıki dağlar yıkılır!
    Dört ah çeksem, karşıki dağlar yıkılır!

    Beş ah Çeksem, karşıki dağlar yıkılmaz, sıkılır!..

    Şiirin elle tutulacak hiçbir şeyi yok. Eleştiriye bile değmez...

    Cevap Yaz
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel 15.06.2010 - 08:07

    İşte şairin bir başka şiirinden bir mısra:

    'Eski fotoğraflardan oyulmuş yüzler yapıştırdım kendime'

    Bu günün şiiri de mükemmel, zorlama yok. Son zamanlarda ağızlara sakız olan, o iğrenç kelimelerden ve onlardan medet uman o imge batağındaki şiirlerden; kopye çekmeye tevessül etmemiş şair. Belki bir başka şiirinde ucundan kenarından değinmiş olsa da,kulağı tırmalayacağını, göze keşke bu şiiri okumasaydım dedirtmeyeceğine eminim.
    Şaire ve seçki kuruluna teşekkürler.

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 15.06.2010 - 07:26

    Selçuk Hocam diyecektim özür dilerim.
    Kemal İspir hocamı özlemişim herhalde o yüzden dilimiz pardon kalemimiz sürçtü.:(

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 76 tane yorum bulunmakta