Gözlerinin altı gölgelenmiş iri ve yeşil gözleriyle bana bakan aslında beni görmeyen biri...
Dudaklarındaki keskin dişler, ebedî uykusundan uyanan bir yaratık misali.
Evet yanılmıyorum bu oklar dudaklarından dökülüyor.
Öldürme tutkusunun benliğini çepeçevre sardığını görebiliyordum. Karşımda zehrini akıtmaktan çekinmeyen ve zehirledikçe haz duyan bir insancık vardı.
Anlaması güç şeyler anlatıyordu belki de dinlemek istemiyordum.
Anlamış olacak ki bir hiddetle ayağa fırladı işaret parmağıyla tehtitvari birşeyler daha söyledi.
Dzn=22Aralik Cuma 2017
22:00
(17 Ekim 2017 Salı)
Yana yakına dolaşırken bir han buldu.
Çaresiz ve güçsüz son adımlarını atıyordu Divane..
Han kapısını mecalsiz bir biçimde çaldı "tak tak tak"
Kurulmuş gönlüm ahşap bir masaya
Yüküm ağır masa ağır.
Ellerim kenetli bağlanmışım
Başımda türlü sevdalar.
Hangi kadının rüzgarı esmişse sokağımda
Rüzgar ağır sevda ağır masada.
Diyelim ki fotoğraflar hileli
Ve aynalar da
Ve suret yansıtan her şey
Yalandan ibaret..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!