Dilencinin duası… Son Sözler…Engin Demirci..www.beyazrenkler.org
----------------------------------------
bir direnç sadece yaşananların adı, yaşanmayan gerçekler arasında,
benim şarkımı çalan biir rüzgar eşliğinde gönül mekanlarım,
anlayışına hayranım duaların,
siz buna ne diyorsunuz?
bu yeni bir rüzgar, varabildikçe gelgitlerle göğün gözüne inat,
sürüklemekte bir yerlere gayrisiz ve yersiz beni,
hala yapıyoruz haksızlığı onu duymak istiyorum
diyerek acıları öpen yanlarımızla, ezbere bir şey insan
hayretle baktıklarım arasındaydın,
biri dile getirmek için kalbime yüklemiş aşkı,
şımarmış duyguların isyan ettiği hayatta,
hüzüne ve aşka ilginç isimler takıyor insan,
yaşamak diye bir şey, karşısında haklı olan hep bir bizde sevgili,
aşka çabalamıyor dualar, yaşıyorsunuz sezdiklerinizle,
sırt çevirdiklerimize hesabını soran bir yalnızlıkla,
kendisini kendisiyle yakalayan evcilikler
hayat güzel ve ilginç geliyor insana, durduğum yerdeyim oysa,
ansız hesaplaşmalarla, hayretle baktım sana,
sendin benimle oynayan, benliğime işleyen kıvılcım üstümden geçti,
oysa teslim olmak istiyordum, bir kader kapanması,
şairlerin dizelerine inat, korkunun pençesinden aldıklarımla,
vedalarda duyumsadıklarının hatrına,
zaten çoğaldı ve geziyor dualarım,
direnmekte gerçekleşen düşlerle yetinmeksizin,
o mutluluk duygusu içte değilmiş, bir ölüm varsa,
ciddiyetle geçici olan insanda değilmiş aşk,
öğrenemediklerim arasında,
peki unutamadıklarımız, oysa sen bir meyvanın içi gibiydin,
hepside şimdi umusamaz bir zamanda yitirilmiş,
bedenim,dualarım,gecem ve gündüzüm tek başına,
uzaklaşmaktasın uzaklara benden şimdi,
ilk nasıl geldiniz hatırlarmısınız?
yaşananlar hatırlanmaz zaetn, korkuya güç gösterisidir insanda,
kopmuş varlığına duygu diye adadıkları arasında
bir bedensel şöhret oysa,
vazgeçilmezmi kendiyle sürdürdüğü oyunları,
tiyatrodan,sinemaya uyarlanan oyunlar gibi adımladıkları,
öğrenilmişleri sadece gözyaşında oysa,
bir damla aşk iksirinin tılsımında yitirdikleri,
yok bir sevgilim benim bende
aşka her kanat çırpınışında
uzaklaşmaktasın aynada gördüğün görkemli güzelliğinle,
sürgünlerin kaygılanmıyor oysa
sakladıklarınla keşfettiklerin arasında hala o çocuk jestlerin hayata,
öteki gerçekliğinde söndüremezsin oysa yaktığın ateşlerini,
maskeli ve trajik hayatların arasında
nasıl kayboluyorsa öyle kaybolur duymayan insan,
her gecenin korkusunda geçenler konuk oluyor bedenlere,
oysa ben konuştukça kızıyor gözyaşların
bu garip adamın varlığına,
sahillerine dalgaların enginliğinde suskuların
ölümümü arıyor sustukça,
söyleyen duygusal filmlerin vazgeçilmez düşleri olan bir insan,
çığlıkların bedenine ağır geldikçe,
gecenin hazanına sığmaz oluyor beden,
kan dökerek boğuluyor insan kansız duygularında,
gerisi sardığını yavaşça açması gibi,
şafaklarımı yırtıyorum senin tufanında
karmaşık hayatından vazgeçen kasımda üşüyen bir adam,
sevgi fırtınası inatla gülümsüyorum karşıdaki aşkla,
aradığı huzurun çaldıkları çığlıklar,
basit ve olağan arasında ilk soluğun,
ve ıslak gözlerinden öpüyorum yaprakların kıpırdanışı gibisin yatağında,
sabahın serinliğine yaşarken ben nasıl akşam olurum sana,
geri çekilmem lazım med cezir gibi,
özgür yaşamın tutsak olduğu yerdesin,
sokaklarında o kadar çok dolaşmışki ruhum,
yansıyan kısa gölge bir ışık demeti,
el değmemiş erken rüzgarımla uzaklarındayım artık,
arada sırada sessiz sızmalarım olursa,
alt üst olmasın diye yaşayacakların,
küçük bir sevda ve aşkta sadece ağıtlar okudum dersin kendine,
içlerimize yerleşmiş olsada göz yaşı,
hep ayaklansın çiçekler,başaklar,sıcaklar
ve sevgiler tek sen mutlu ol diye olacaktır dualar
bir fısıltıda gidiyorum artık incecik dal kokularından,
sığdıramadıklarına merhabayla,
gittik yükselecek rüzgar, içine sindiremiyor beni aşk
, varlığım kış olmasın diye, belki bir dere kaybolacam, belki bir dağ başında öleceğim,
acele olmalı ölemeyen ağlayışlarım,
kolaydır sanıyorsun bencil beni anlamak,
ilk defa gecikmişim hayata, ilk defa doldum ama,
yağdırmayan kalbın perdelerinin önünde kalıyor
bir fısıltıda gidiyorum artık incecik dal kokularından,
sığdıramadıklarına merhabayla, gittik yükselecek rüzgar,
içine sindiremiyor beni aşk, varlığım kış olmasın diye,
belki bir dere kaybolacam, belki bir dağ başında öleceğim,
acele olmalı ölemeyen ağlayışlarım,
kolaydır sanıyorsun bencil beni anlamak,
ilk defa gecikmişim hayata,
ilk defa doldum ama,
yağdırmayan kalbın perdelerinin önünde kalıyor
bulutlarım ağlamayacak belkide,
belkide sen haklısın bir kukla bende ki aşk,
sen ki unutulmak için yaşanmayansın,
hep izleyicin olacağım yüreğinin dualarla,
yine kalırım yerimde, nice kokuların sızdı tenime,
beslemektesin oysa masumluğunla,
acımasız dünyaya inat sen hep haklı kalacaksın,
onca sevdiğim enginlik,
artık içinde olmadığım bir yerde, sen nerdesin?
oysa ben sadakatsiz besmele değilim
kapı kapı dolaşmadım kapına geldiğimde,
hazır bir yer hayat hazırlanamamışım oysa ben sevgiye,
anlayacaksın beni belki meleğim,
peşinden koştuğumda değildin,
neyin tadıydı bu aşk, kaçıncı ağıdımolacak,
bilsen nice zamanlara gittim, baştan çıkarıldı gecelerim,
tatlı bir gece oldu göz kapanların, dokunamazdım uykunda,
dudakların nefesimi getirirdi derinlerinden dokunamazdım,
gülümsemelerin duaydı
eğilmişti dalların üşümesin diye tutmuştum yorganını,
belki kokum ondan kalmıştır, şaşılası bir gelişti,
gidişi varoluşun olacak benin,
gizlenebilirdim maskelerle odana,
benliğime kurduğun dünyada,
azdır orda bulunabilenin sayısı,
kendini uçuruma atanların arasında yuttun beni,
küçük bir çocuk olmam lazım,
hadi anlatsana bir başka ben olabilirmiyim sende
senin virajların var hayata doğmak için
ben at sürmeyi özledim sessizce gideyim
nal seslerine karışarak son virajımda özel korunan oldun,
kabus sonrası günlüklerimi yazıyorumbelkide,
sarhoş olmak asrın dilencisine ait dualarda saklıymış,
sağır ve dilsiz insanlar arasındayımoysa,
bu sevda benim değil,
doğumların pençesine düşüyorum aşkta ölmek için,
son bir kez eğildim körlüğümle,
besmeleyle öpüyorum feda ettiklerimle,
dünyayı saran sevgi soyguncuların a inat kilitliyorum
yusuf-kuyumuzun kapısını,
bu akşam yemin ettim yorgun yüreğindeki aşka,
daha orada başlamamışmıydım hükümdarlığına dilenişim,
susamış bataklık duygularımla,
gece boyunca rastlıyordum hasretine,
benliğe sinişindeki gerçeğin neydi.
hep at sürmek istiyordum oysa sonbaharda,
nal seslerinde kaybolmuştu hüzünlerim,
cesaretimdi seni hep görebilmek, biri fazla geliyor
artık oydu senin dünyan bense bedeni, gittiğim yolu tanıyordum
onca zahmetli yoldan geri dönmek gülümsüyor dualarımda,
donmuş hissetmelerin giderken hiç çıkmıyor aklımdan,
hissetmeye başladığımda ağır ağır soluyordun beni,
yeniden dünya gelmiş gibi oluyordum dualarla,
bir genç kızın çiçekleri elinde düşünceli geziyor ankarada,
dökülmüş duyguları kaldırımlara saçlarından belli,
kelimeleri sıralıyor yüreği adımlarının süzülmesinden belli kendine
hissetmeye başlıyor ensesinde bir eli,
sırtı sıvazlanmış mürid gibi boynu bükülmüş yaşadıklarına,
birbirlerine yakın hissetlikleri uzaklaşıyor batan güneşte,
narin kokan bir dilenci geçiyor yanından
bir şey sormak için çiçeklerini verdi,
epey sonra yarı yarıya çöküp gitmişti,
kendinden vazgeçmeleri solmasına izin verdi çiçeklerinin,
kavuşturulmuş elleri bir gülü koparmış gibi kanıyordu,
bir gülü kokladı bir küstü, bir konuştu,
kaç şiddetinde bir depremdi dağılırken duyguları,
yüzlerin karanlık olduğu yaşındaydı sanki,
çocukça tanımsız bir ses çıkıyordu kundurasından,
o da sizin gibi şarışındı o da aşıktı,
geri dönmek için affet beni diyordu kendine,
dudaklarından buruk bir tat sardı bedenini,
ayrılma zamanı gelmişti kendinden,
hoşça kalın demek bu kadar kutsal bir şeye ihtiyacı vardı.
duraklıyor elini bir şeylere uzatır gibi tutamıyordu,
artık pek çok şey bilsede, yıllarına haramlar karışmışlığına şaşırarak,
hayal ettiklerini koruyordu,
ve sağ eli tuhaf harekerlerine inat yasaklarına uzatıyordu,
bir sağa bir sola baktı çiçeğini verdiği dilenci yoktu.
öyle biri ki boş alnına besmeleyle düğün çiçeği konduracak dediği aklına geliyordu.
güllerin adını, düğüm çiçeği koymuştu hatırla
ve o güllerle süslemişti başka mutluluğu,
konuşmaları kendini örüyordu ankara sokaklarında,
ulaşamadığı dilencide yoktu artık, bir rüyaya dalarcasına,
birbirini seçiyordu yüzünde,
vedalaşmalar buluşmaları oluyordu yüreğinde,
sıcacık şarabına sarılırken odasının ışığı yıldızlar oluyordu,
üşüyor musun?
yüreğine aldığı evine mi hasretsin! ! !
özenle tek başına oturdu kapalı odasının pencerisi
bırakılmış duruyordu masasın da şaşırdı düğün çiçekleri
aynı diken sessizliğin sesi olmuştu
hiç ses yok kükrüyor boşluklar, gece karşısında
duyguları süzdü, pencerisinden süzülüşü gibi yalvarışlarını
bir sen gizlenmiş yüzdün oysa kimsem yoktu alnıma yerleştirdiğin buseden başka
23:18…15.11.2008..Y.E.D….Engin Demirci
http://www.beyazrenkler.org/forum/showthread.php? t=11339
Kayıt Tarihi : 2.12.2008 10:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

bende sende gör yerine 'emrin olur' deseydim sezsizce... '
(Nazım Hikmet Ran)
TÜM YORUMLAR (1)