*şimal Yıldızı* Şiiri - Ercan Keskin

aşkını bir mıh gibi taşıdığımı anla
sevmek bozulan sevda şiirini onarmak
gibi zor olmamalı o yüce duygularla
seveni görmek ve onun gönlünü almak
olmalıdır her zaman son isteği aşkınla
özgeci duygular ki bizi hayata bağlar
gülen yüzümüz olur ah şu yalan dünyaya
kendi için yaşayan kalp onulmaz pas tutar
yazık olur baş tacı o aşk ile sevdaya
ne ki leyla ile mecnunun kemikleri sızlar

duy sesini aşk için yalvaran şafaklarda
sessizce ağlayan o kalbin feryadını duy
senden uzak ve de sana hasret sonbaharda
seni bekler iken vicdanının sesini duy
duy sesini şimşekli yağmurda pencereden
çarpan damlacıkların cama vuruşlarında
buğulu gözlerinin nemidir onu kahreden
gözyaşlarından sana akan bir yol bulsa da
hicran yarası ile tahammül etmesini
bekleme ona yalnızca seni gerek seni
kurtuluşu sensin senin gözlerindir inan
sensiz yad ellerde dayanamaz hiçbir zaman
o uzaklar ötesi bir sevdanın yolcusu
bir yanda buzul kayaçlar kayın ormanları
öte yanda karlı fırtınanın uğultusu
heyuladır korusu devasa dalgaları

hey sen uzun yol akadaşı şimal yıldızı
sen yoksun fakat onun en vefalı yoldaşı
karlı kayın ormanı içinde sarı sıcak
o pencere yok artık buz tutmuş salkım saçak
aşk dediğin ne ki bir yanı pembe rüyalar
öte yanı düşlerin kâbusa dönüşmesi
yaşadığın gerçekle zıtlaşan tenakuzlar
bir de geçmişten kalan sevdaların eldesi

önemli olan bizler için duygudaşlıktır
herkes içinde gizli benzerini ararmış
ruh ikizi sanılan onu tamamlayandır
kendini hiç bulunmaz sananlar aldanırmış
hey sen uzun yol arkadaşı şimal yıldızı
bu dünya üzerinde her zaman varlığınla
doldurulamayan yerin olmazsa olmazı
kehkeşan sultanısın göz alan parıltınla